Çirkin bir sabaha karşı:

Bilmediğim bir lokasyonda,

Öğle namazına müteakiben.

Beyazlara bulanmış bedenim.

Kurtçuklar için muazzam bir oda.

Sessiz!

Bir ses ilişiyor kulağıma.

“İyi bilirdik aslında.” 

Nasıl?

“Cevap hakkı istiyorum!”

Konuşamıyorum ama,

Islıkla çağır beni.

Son bir kelam edeyim.

“Kırkbirkeremaşallah, zeval gelmesin yalanlara!”

Yoksa DMT? 

Uyan.

Hayır. Hayır!

Gözlerim, ışık yok, 

Nemli toprak kokusu.

Bilincim bu oyuna dahil mi? 

İz bıraktım mı bir tahtaya?

Misyonum tamam mı?

Bir ses:

“Sol’dan geliyoruz. Henüz bitmedi.”

Yükselemiyorum, bir yanım çok ağır.

Alçalıyorum.

Yaşanmışlıklarıma göz kırparcasına.

Yerle bir oluyorum.

Bunu bile beceremiyorum.