Ah Monna Rosa artık yalnız kaldın

Siyah güller ak güller elinde soldu

Kavuşmak hayaldi artık imkânsız

Ne şiir yazmıştı sana ismin harfleriyle

Ah Monna Rosa çığlıkların kaplıyor

Yıkılıyor beklediğin saraylar bir bir

“Açma pencereni perdeleri çek,

Monna Rosa seni görmemeliyim.

Bir bakışın ölmem için yetecek.

Anla Monna Rosa ben bir deliyim.

Açma pencereni perdeleri çek.”

Artık perdeleri açabilirsin Monna Rosa

Her yer şimdi senin için karanlık kaldı

Bir aydınlıktı atan yüreği bugün durdu

Artık senin için yok artık

“Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi.”

Artık olmayacak bu senin için

At çığlıklarını gökyüzüne sal

Belki gökyüzünde seni duyar artık

En sevgili şiiri

Sendin

Bir de sürgünlüğüydü

Kalbinden sürgün

Dünyadan

Fikirlerden sürgündü

Kavuştu artık sürgün kalmayacağı mekâna

“Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim

Af dilemeye geldim affa layık olmasam da

Uzatma dünya sürgünümü benim

Güneşi bahardan koparıp

Aşkın bu en onulmazından koparıp

Bir tuz bulutu gibi

Savuran yüreğime

Ah uzatma dünya sürgünümü benim

Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil

Ayaklarımdan belli

Lambalar eğri

Aynalar akrep meleği

Zaman çarpılmış atın son hayali”

Rabb’ine seslenişiydi

Gül kokulu Nebi’ye seslenişiydi belki de bu

Sürgün dünyadaki hayatı bitti

Ah Monna Rosa yalnız kaldık

Gel beraber ağlayalım desem

Senin ağlamana dayanamam

Yıkılmak böyle mi olurmuş öğrendim

Acı bu kadar derinden mi yakarmış öğrendim

Onu hep şiirlerinde

Sende tanıdım Monna Rosa

Aşkının ölümsüzlüğünü aşkıyla tanıdım

Bütün şiirlerinde söylediği sendin

Bizdik

Sakladık duygularımızı oysa aşikârdı sevdiğimiz

Söyleyemedik

Mısralarla söyledi

Biz de söyledik

Anlatamadık

Gerçi anlaşılmak değildi gayemiz

Yaşamaktı sürgünlüğü doyasıya

Kuşlar gibi uçtu gitti Monna Roza seni seven

Şimdi ağlaman faydasız

Şimdi araman da manasız

Pişmanlığınla kalma

Belki kavuşamamaktı aşk

Uzaktan sevmekti

Sevdi de

Ah Monna Rosa yalnız kaldık

Yalnızlığı şimdi anladık