Yağmurlar dinince yüzün başlardı
Bir çocuk utanırdı yanaklarından
Bir çocuk, gitgide dalgınlaştığından...
Seni sevmek bir kitaptı açılıp kapanan
Açıldığı oldu da kapandığı olmadı
*
Ancak sonsuz, ancak geniş boyutlu
Ancak ufuk çizgileriyle bir düşünüyorum seni
Her taşın çevresine bir ayla dolanmış
Her yolcu ilk rastladığı handa konaklamış
Ve bir daha çıkmamış bir ömür boyu
*
Ateşle suyun öpüştüğü yerdedir yüzün
Alkole battığım gecelerde bana süt getiren kadın
Donma ve kaynama noktalarını aştık sonunda
Bıçağın kemiğe dayandığı yerlere geldik
Kanayan bir yerimiz de yok
Alışkanlıktan tütün basıyoruz her yanımıza
*
Taşlardan bile kokunu sağıyorum şimdi
Sigaraların deldiği sarhoş masa örtüleri
Ki her birine bir ırmak gerekir kapanmaları için
Gökyüzüne iki nokta açtım gözlerin için
Dudakların için iki yaprak kopardım
Bize artık karların yağdığı bir yaz günü yaraşır
Göçmen kuşların döndüğü bir güz, olsa olsa
*
Ötesi, kendini iki imzayla onaylatan dünya...