Ait olmak. Kendini tamamen o şeyin bir parçası gibi hissetmek. Aslında tüm yaşantımızı olumlu ya da olumsuz etkileyen o en güçlü his. Eğer aitsek bir şeye, o şey için her şeyi gözden çıkarabiliriz. Ama kendimizi misafir gibi hissediyorsak, hâlâ benimseyememişsek varlığını, valiz halihazırda bekliyorsa bizi, işler zor. Çok zor hem de.


"Çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın.

Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,

Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.

İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak..." diyerek konuya nokta koymuş aslında sevgili Can Yücel. Ama ait olamadan, bağ kuramadan da oluyor mu? Bence olmuyor.



Yaşadığın Yere Ait Hissetmek


Yaşadığın yere ait hissediyorsan eğer, sabahları pencerenden içeri giren o ışığı bile sevebilirsin. Belki şehrin gürültüsü, belki şehrin kalabalığı ya da tam tersi ıssızlığı seni güne başlaman için motive eder. Kendi duvarlarından kaçtığında sığınırsın şehrine. Ben bu şehrin insanıyım dersin, hiçbir şeyi kaybetmekten korkmazsın. Aldığın nefese, nefesin karıştığı şehre yaslanırsın. Ama olmak istemediğin yerde kök salmışsan en güzel olaylardan bile kaçmak istersin. Duvarlara kapatırsın kendini, gökyüzüne bile küsersin.



Çalıştığın İşe Ait Olmak


"Biz burada aile gibiyiz." diyerek başladığın herhangi bir işte, ailenin bir parçası olamadığını anladığın anda her şeyden kaçarak; olması gerektiği kadar fedakarlık yapmak istemeden, kendinden ödün vermemeye çalışarak vakit harcarsın. Beklentin nakittir. Vaktin çok kıymetlidir.


Ama eğer ekip ruhuna erişebilmişsen, severek gidiyorsan işine, kendini ait hissediyorsan bulunduğun nehre, akıp gidiyor olmak yetmez. Akıp giderken bile en iyisinin iyisini yapmaya çalışır, kendinden verdikçe aldığın enerji ile daha çok çalışırsın. Kendi konumunu değil de, yaptığın işin, çalıştığın yerin adının başarılarla donanmasını istersin.



Ve Bir Kalbe Ait Olmak


Hayatındaki kişiye, belki de hayatında hiç yer almamış o kalbe ait olmak. O yokken bile onu düşünerek yaşamak, onunla beraber aşmak her zorluğu, onun gülümsemesi için feda edebilmek her şeyi. Bir aileye, bir sevgiliye, bir dosta, bir arkadaşa... Kalbini paylaşabildiğin kişiye ait olmak.


Seviyorsan, hissedebiliyorsan, üzüldüğünde üzülebiliyor, güldüğünde gülebiliyorsan.

Gerisi boş. Ait olabiliyorsan işte.

Gerisi önemsiz bir zerre.