Kitaba başladığımda, bitirdiğim zaman daha akıllı olacağım beklentisi taşımıyordum ana altını çizdiğim birçok yer oldu. Kitabın belki dört yüz yıl öncesinin düşüncelerini içermesi ya da yazarının bir papaz olması nedeniyle bana ışık tutmadığı ve tam tersi karanlık geldiği yerler de oldu. “Konuşmak kadınlara özgüdür, icraat ise erkeklere” gibi cümleleri ya da yükselmek için insanları kullanmanın çok da yanlış bir şey olmadığı gibi düşünceleri olsa da iş hayatında ya da günlük hayatta yok gösterici ilkeler sunduğunu göz ardı edemem. Günlük ya da iş hayatımızda bu ilkeleri uygularsak daha akıllı olabilir miyiz bilmiyorum ama yazar; bilge insanın özelliklerini, bilgiyi kullanmayı, görgünün ve kibarlığın önemini, yaratıcılığı, kötülüğü ve yalanı, arkadaşlığın özelliklerini çok temiz ve net bir şekilde belirtiyor.
Kitaptan altını çizdiğim ve akıllı olmam konusunda bir pusula olabilecek cümleler ise;
“Bilge adam kendisine teşekkür edilmesinden ziyade ihtiyaç duyulmasını tercih eder.”
“Umudun iyi, minnetinse kötü bir hafızası vardır.
“Görgüsüzlük her şeyi, sağduyu ve adaleti bile bozar; görgü ise her şeyin eksiğini örter, olumsuz cevapları allayıp pullar, gerçeğe tat katar ve yaşlılığı bile güzelleştirir.
“Kendini kötülüğe adayan parlak bir entelektüel, doğadışı bir canavardır. Kötü niyet tüm mükemellikleri zehirler, bilgiyle birleşmesi ancak vereceği hasarı artırır.
“Basmakalıp bilgi özgürce kullanıldığı sürece, bazılarının işine yedi sanat dalından daha fazla yarar.”
“Kapınızı küçük bir kötülüğe aralarsanız, onun hemen ardından daha büyükleri de içeri girecektir.”
“Zamanın koltuk değneği, Herkül’in sihirli değneğinden daha etkilidir. Tanrı da insanı sopayla değil, zamanla terbiye eder.”
“Hafızayla yardım etmektense zekâ ile yardım etmek daha iyidir. Birincisini gerçekleştirmek için sadece hatırlamaya, ikinci için de düşünmeye ihtiyaç vardır.”
“Kulak gerçeğin avlu kapısı, yalanların ise ön kapısıdır. Gerçek genellikle görülse de nadiren duyulur.”
“Ketumluk en akılcı güdümüz olan güvenli yaşama arzusuna yönelik bir eğilimdir.”
“Zevklerinizin bile bilinmesine izin vermeyin ki, başkaları onlara ters giderek veya yağcılık yaparak sizden yararlanmaya kalkmasın.”
“Talihsizlik, ona hazırlıklı olan insanı korkutamaz.”
“En uç noktalardakilerle de birlikte olun ki, daha işlevsel olan orta yolu bulabilesiniz.”
“Bir şeyler kendisini terk etmeden, onun sahneyi terk etmesi bilge insanların önemli bir düsturudur.”
“Kibarlık ve onur öyle erdemlerdir ki, kime dağıtırsanız dağıtın, yine de en çoğu size kalacaktır.”
“Bir şeyi omzunuzun üstünden fırlatıp atabilecekseniz, onu yüreğinize dert etmek aptalcadır.”
“Yalan her zaman daha önce ortaya çıkıp, ahmakları da beraberinde onarılamaz hatalara sürükler. Doğruluk ise her zaman sona kalıp, zamanın kollarında aksayarak ilerler.”
“Bir arkadaş, gerektiğinde öğüt vermek ve azarlamak konusunda serbest olmalı, bunları utanmadan yapabilmelidir.”
“Ay, yıldızların arasında bir başına parlar, güneş doğduğunda ise görünmez olur. Işığınızı karartan birine asla yanaşmayın, size daha çok ışık veren insanlarla birlikte olun.”
“Arkadaşlık yaşamdaki güzellikleri ikiye katlar ve kötülükleri de parçalara böler. Temiz havanın ruha iyi gelmesi gibi, talihsizliğin de tek devası budur.”
“Rüzgârın yönünü öğrenmek için havaya saman atın.”
“Başkalarını gözünüzde fazla büyütmeyin, böylece onların çok büyük olduklarını düşünüp çekinmezsiniz.”
“Ahlaksızlar yükseklerde oturabilirler ama bu durum aslında alçak olduklarını gizleyemez.”
“Sahip olduklarına aslında yoklarmış gibi davranan kişi, her şeye sahiptir.”
“Bizi ilgilendirmeyen şeylerle canımızı sıkmak, bizi ilgilendiren şeyleri hiç umursamamak kadar aptalcadır.”
“Kolay işlere zor, zor işlere kolaymış gibi girişin. Birincisi güveninizin zedelenmemesi, ikincisi ise baştan yılmamanız için gereklidir.”
“(Bilge kişi) Tarafsızlık konusunda bir Janus, uyanıklık konusunda bir Argus’tur. Tedbirlilik konusunda ise hep tetiktedir. Momus gözlerini göğsündeki pencereye değil, ellerine yerleştirmelidir. Bilge kişi kendisini endişelerden ve utanç verici durumlardan koruyarak, bu becerisini en çok da kendisi üzerinde gösterir. Yolunda ihtiyatla ilerler.”
“Keskin ucundan tutarsanız en güvenli bıçak bile sizi yaralar ama sapından tutmayı başarırsanız, düşmanın mızrağı sizin en büyük silahınız olabilir.”
“Hayat eğlenceli anlar olmadan, tıpkı üzerinde hiçbir han olmayan uzun bir yol gibi yorucudur.”
“Birçok kişi kendilerine çirkinliklerini hatırlatan aynaları kırarlar. Bizi olduğumuz gibi gören kişilerden hoşlanmayız.”
“Üzerinizdeki ağırlığı ve sıkıntıları paylaşın. Çünkü talihsizlikler tek başına olan kişiyi iki kat daha fazla yorar.”