“Üşürsün” denilen yerdeyim
Nemli, soğuk ve
gökyüzünün ayı örtemediği
Akşamın alaca karanlığında
Ay ışığı sonatı altında
Kestane şekeri kokuları
Sararken etrafı
Ağaçların kestiği
Sönük ışıkların yardımına muhtaç
Çarpıntılar denizinde
Çırpınışlarımı yazıyorum
Ne vardı bu kadar uzatacak
dünleri
Kim zamanın doğrusallığına inandırdı bizi
Ve nasıl ağırlığı yüklendi şakaklarımıza
Saatlerin yalnızlığı neden böylesine elzem
Ne de kolay ikna olduk
İki açılı icadın somutluğuna
Hatıraların gözyaşlarına atfedilemezken
Yüreğimizi burkan
Tiz, aheste ve dinginleşmiş
Kemanın uğultusu
Kulaklarımızda çınlarken
“Kalk” nasihatini veren
Neden insanı solduran
Bir öneme sahip?
Dönüyorum işte
Kemanistin hıçkırıklarına eşlik ederek
Ama
Ama, neden?
İnan bilmiyorum
Tutsak oluyorum
Çelikten kısır döngüye
Kısırlaşmaya kelepçeleniyorum gittikçe
Kesecek gücü bulamıyorum
Bileklerimde
Silik ışığın altında
Solgun bir gölge oluyorum
Algımın sönük mazisinde
13.10.2022
Enes KARAGÖZ
2022-10-17T00:58:51+03:00Teşekkür ederim Meriç
Meriç Koç
2022-10-16T20:01:59+03:00“Silik ışığın altında
Solgun bir gölge oluyorum
Algımın sönük mazisinde” güzeldi gerçekten