ilkliğimin güneşlerinde çürüyen ahşap
bastıkça tahtakurusu hatırlarım
akşam olur bazen perdeler o kadar kararmaz
kararınca kendime kağıt uçaklar yaparım
Kar yağar çaprazlamasına uykudayken
üşümem ama içli bir kan yutarım
alabildiğine zıt, alabildiğine nokta olan
her şeyi o kadar severim, o kadar kül
Rabbanî bir ışığın şeminde dönen
deniz fenerleri
belkisiz gelecek ve evini merak ettiğim kuşlar
Dönenen yılankavi hatların payladığı
tablo düşü yüzler
bir çizgede dibe vuran yalnızlığım
dönen ve döngüdekinin ayrıldığı
apaçık kıyım
benim
ve benden özge ne varsa
Benden hep bitirmem beklenir
cümleleri bitirmem, sevgiyi ve nefreti…
yalnız doğa
kendisine de bırakılmasını ister
oysa -çocuklar gibi- devrik ne varsa
onu sevdim ben
her oyukta kendime kın bulacak bir damar buldum
Berrî iklimlerin nefesini soluyamıyorum
Bahrî olmak için ise korkuyorum
uçacak kirli rüzgarlar buldum
ve nihayet asra ayak uydurdum:
ben/
sen/
o/
biz/siz
onlar
hepimiz
albatros/uz
Kaan Burak
2025-01-19T17:16:39+03:00Teşekkür ederim 😊
Server Fethi
2025-01-19T16:24:26+03:00Kar yağar çaprazlamasına uykudayken
üşümem ama içli bir kan yutarım
alabildiğine zıt, alabildiğine nokta olan
her şeyi o kadar severim, o kadar kül
şahaneydi. tebrik ederim.