Gündüzün çamaşırlarını asıyorum geceye

ne de olsa benim gündüzüm ve gecem

birbirine taşınalı çok oldu.


Kaldı ki penceremi de satışa çıkardım

Şimdi nereye baksam senden haber getiren güvercinimi ararım.

Meğerse ben onu değil

o beni satışa çıkarmış


Ve anladım ki öncelikler yüzünden

İncelikler de kayboluyor

Şimdi seni nerede bulabilirim ?


Belki bir dere yatağında

ya da dünyanın çıplak hüznünde

Kim bilir!


Ki ben her gece merhametin kıyısına oturup erguvan şiirler diziyorum

gülüşünün kıyılarına


Kıyıların ki

durmadan beni Orta Çağ dogma

felsefesinde boğuyor.


Sevgilim, ben felsefeden anlamam

hem felsefenin taşları değil

şiirler büklüm büklüm dükülse içime

anlatamam gülüşünün ederini


senin ördüğün yalnızlığın 

dört köşeli boşluklarına serçe

parmağımın takılmasını;

yalan değil hiç sevemedim.


Neyse ki günün ışığı seğirtti,

çürümüş sesinin tanığı alzheimer

kulağıma eğilerek

*çok şanslısın

"Ben varım"