Sam Shepard’ın kaleme aldığı, Yıldırım Türker’in çevirdiği, Ergün Üğlü’nün yönettiği ‘Vahşi Batı’ oyununda sahnede iki kişilik dev bir kadroya rastlıyoruz:
Ahmet Saraçoğlu ve Serdar Orçin.
İki zıt karaktere sahip görünen kardeşin, yine zıt karakterlere sahip ebeveynlerinin de etkisiyle çatışma ve yüzleşme hali, hem gerçek hem de mecaz anlamda yıkılan bir dekor ile sergileniyor.
Amerikan toplumunun ‘aile’ kavramı üzerinden işlenen oyunda gerçeklerden ortaya çıkan bir hikayenin oldukça başarılı bir şekilde sahnelenmesiyle kapitalizm çarkları arasında sindirilen insanların rekabete sürüklenişini görüyoruz.
“Git Los Angeles polisine bir sor bakalım, en çok kimler birbirini öldürüyor, diye. Ne derler biliyor musun? Aynı aileden insanlar... Kardeşler, kuzenler, kayınbiraderler, sıradan Amerikalılar... En çok da sıcaklar basınca…Güneşten çalıların tutuştuğu zamanlarda... Yani yılın tam bu günlerinde öldürüyorlar birbirlerini...”
Batı Amerika birbirine büyük ölçüde zıt hayatların, bir yanda ‘ilkel’ bir yanda ‘uygar’ denilebilecek yaşamların bölgesi. Hayatın kendisinin bir yansıması olarak ele alınabilecek oyun, birbirinden bütünüyle bağımsız iki kimlik üzerinden, son derece duru bir dil ile madalyonu tersine çeviriyor. İyi bir iş, iyi bir aile, yeterli maddi imkanlar, büyük kazanç hayallerinin yer aldığı ve güzellenerek işlenen bir hayatı izlerken, oyunun ikinci yarısında görünmek istemeyenleri görüyor, yozlaşmışlık ile yüzleşiyoruz. Gayet başarılı bir hicivle karşı karşıya kaldığımız oyunun ilk yarısında karakterler seyircinin zihnine işlenip ikinci yarıya geçildiğinde dokunaklı bir süreçle oyunu akıcı bir hale büründürüyor. Hayallerin peşinde koşarken yaşanan vazgeçişleri ve kendine yabancı benliği ile günün sonunda yalnızlaşan ve gitgide ezilen bir insan profiline rastlıyoruz. Günden güne çatırdayan aile temelleri ile birlikte çatışan kardeşlerin ilk dakikadan itibaren yoğun bir diyalog ile kendisini izlettirdiği oyunda sahne tasarımı da adeta yıkılıyor. Karakterlerin her yüzleşme sahnesinde dekordan bir parça yıkılıyor, bütün olarak ele aldığımızda sarsıcı bir şekilde oyunun akıbeti dekorun akıbeti oluyor.
13 Mart 2019’da gösterime başlayan oyun İBB Şehir Tiyatroları tarafından gösterilmeye devam
ediyor. Kadıköy Haldun Taner Sahnesi, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi, Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde görebilirsiniz.
YAZAR: Sena Türkmen