görmediğim tarafın suretime yansıyor bu yaşlarımda

ekin bitirdiğin tarlalar seni daha iyi tanıyor 

gençliğinin hoyratlığı nerde kırıldı? ne vakit?

hangi sözüne kandın ilçenden kaçarken

hangi bahçalarda yüzünü akıttın?

ana sen otuz yaşından önce kimdin?

karı göğsüne bastıran yüreksizlere itimadın sonsuz küçük bir çocukken

kardeşini evlat bilen yüce gönlünle

altın taslarla sunduğun bu heba olan ömründe hayat,

kaç kere ağlattı seni?

yüzün eski bir fotoğrafta ne kadar güzel

sıcak havaların yaktığı beyaz tenindeki lekeler otuz yaşından önce de var mıydı?

ruhunu sıkıştıran bu düzene başkaldıracak yağmurlarda ıslanmana müsaade etmeyecektim!

Allah’ın en sevdiği adıyla istedim bunu

elimden geleni esirgemedim 

koruyamadım arsız çaşıtlardan 

belki de tek vasfım babamın eline batan dikenleri çıkarmaktı 

sabah ezanını duyup ürkütürken günün başlangıcı 

babamın gençlik resmi ilişti gözüme

tutup elinden saadeti vadettiğin bu adama cenneti müjdeleyen melekler gönderdiler

benimle gelen melekler kırgındı ben gördüm

nefesini kesmek istediğiniz bu canın kırgınlığı oldu o kırgınlık

o kırgınlık bana meleklerden kaldı

ana, sen otuz yaşından önce kimdin

saçlarının rengi neydi 

yüreğinde hangi hayaller büyüyordu

düşlerine kavuştun mu geceler aydınlığı çağırırken

oyuncak bebeğine koyduğun isim neydi?

aslında sen de herkes kadar kirlenmiştin bu kan kusturan dünyada

anneni mi babanı mı daha çok severdin?

dedemin atına hiç bindin mi?

evimizin arkasındaki ağacı dikerken kaç yaşındaydın? 

kesilirken akıttığın gözyaşlarına dur diyecek kimsen yokken nasıl dayandın?

gözlerin gülmüyor, içimde bir şeyleri kıpırdatmıyorsun

sürekli sorduğun yaşlandım mı sorusuna gençken ihtimal verir miydin?

senin gençliğine şahit olsam bu ihtimali düşünemeyecek kadar büyülenirdim 

hastalara yaptığın iğneleri kalplerine batırmak geçer miydi içinden

yahut sarı ilaç dolu mide bulandırıcı o ampulü kırdıktan sonra boğazlarını kesmek ister miydin?

bebeklerin sırtına sürdüğün bıçağın şifasını kimden duymuştun?

otuz yaşından önce de yapar mıydın bunları?

öldürme fırsatın olsa günahını da koymasalar defterine kimi silerdin yeryüzünden?

bana her şeyi anlat sonra beni yeniden doğur

bu çapraşık dünyaya karşı savunmasız bırakma beni

bilmem gerekeni bildir 

sonra var beni yeniden doğur