Önce güneş doğdu, sonra battı, sonra da ay hükmetti göklere. Saltanatını taşıyamadı, yıkılıverdi aniden. Gecenin sessizleri gösterdi kendini. Aniden ben öldüm, sonra o, ardından onlar. Nemli toprak kokusuyla çürüdü cesetlerimiz, kefenimiz göktendi bu sefer. Kapkara ve soğuktu toprak, oysaki onlar korkardı karanlıktan. Ebabil uçtu dalından kefenimizin yasına, ağladı aniden. Sonra denizler üşüdü, yağmurlar dondu. Perdeler aralandı, komşular göz dikti yalnızlığa. Bıraktı kendini Galata Kulesi’nden, cesedi betonda çürüdü. Kapkara ve soğuktu toprak, irkildim. Göğüs kafesimden ayak bileklerime kadar solucanlarla doldum, nemli toprak kokusuna karıştım. Ardından o öldü, sonra da onlar. kelimeler katledildi, oysaki ne kötüdür şimdi sessizlik. 

Hakikat nedir bildim, “İnsan insan.” dedim. Hep karıştık kalabalıklara, hep pinhan kaldık. Diz çöktü tanrılar, af diledik.