Cam boyasıyla beni

Burada bıraktılar

Bir fotoğrafçının önündeki fotoğrafıyla

De ki yer kürenin bir sonu olmalıydı

Yere uzanmanın ve boş rayların bir sonu

Vitrayların hatta

Cam macunuyla avucuma tutunan renklerin

Bir ağıt değil marştı

Demirde dinlediğim titreşim


Oysa deniz insanıydım ben

Ayaklarımı terk ettim

Bileklerim ve kağıt babadan kalma

Bakma yüküme

Doğudan koparılmış kızıl kumlarla dolu

Bel kemiğimdeki mavna

Kim kendi 

Memleketini taşısa kendine

Yaşlandım çünkü olaylar böyle gelişti derdi


Şimdi bakınca

Yaşamak yetmiyor

Bakışlar ilerlemiyor boşluğa doğru cenazelerde

Devletin en büyük banknotu

Poşette kemikle

Bir kilo et

Etmiyor


Cama boyadılar beni

Taşın dibine kadar sokulup kırılmalara

Sonumu unuttular kendi

Başımı omuzlarında