Orhan Kemal’in müthiş bir yazar olarak hayatlarımıza girmesi Bursa'daki mapusluğundan sonra olmuştur. Önceleri şiir ile uğraşan Orhan Kemal’in bir şair olduğunu Nazım Hikmet’e ortak bir arkadaşları söyler. Nazım Hikmet ise Orhan Kemal’den bir şiirini okumasını rica eder. Nazım'ın ilk şiire tepkisi “Yeter kardeşim, yeter” olur. Bir şiir daha okur Orhan Kemal, “Berbat” tepkisi gelir bu sefer Nazım’dan, bir şiir daha okur Orhan, ona da “Rezalet” tepkisini verir Nazım. Son bir ümit ile bir şiir daha okur Orhan, Nazım’ın tepkisi ise şu şekildedir:

“Peki kardeşim, bütün bu laf ebeliklerine, hokkabazlıklara, affedin tabirimi, ne lüzum var? Samimiyetle duymadığınız şeyleri niçin yazıyorsunuz? Bakın, aklı başında bir insansınız. Duyduklarınızı, hiçbir zaman duyamayacağınız tarzda yazıp komikleştirmeme kendi kendinize iftira ettiğinizin farkında değil misiniz?” Bu ağır eleştiriler sonucu gururu kırılan Orhan Kemal bir daha şiir yazmamaya karar verir. Bütün bunlardan sonra aralarında şöyle bir diyalog geçer:

Nazım, ”Sizin tahsiliniz nedir?”

Orhan, ”Okuldan tasdikname aldım, yani atıldım.”

Nazım, ”Yabancı dil biliyor musunuz?”

Orhan, ”Pek az Fransızca.”

Nazım, ”İlerletmek ister misiniz?”

Orhan, ”Elbette.”

Nazım, ”Pekala öyleyse. Felsefe deyince ne anlıyorsunuz?”

Orhan aklına ne gelirse sıralar.

Bunun üzerine Nazım Hikmet,

”Sizinle yakından ilgilenmek istiyorum. Önce Fransızca'yı ele alacağız sonra da öteki konuları, tahammülünüz var mı?”

Orhan, ”Var.”

Nazım, ”Pekala bu iş oldu.”

Nazım bu süreçte Orhan ile yakından ilgilenir. Adeta ailesinin tuttuğu bir özel öğretmenmiş gibi tahsilini ilerletmesini sağlar. Bütün bunların üzerinden aylar geçtikten sonra bir arkadaşları Orhan’ın yazmaya başladığı bir romanın giriş kısmını Nazım’a getirir. Nazım bunu okuduktan sonra Orhan’ın yanına giderek şu cümleyi kurar: ”Siz mi yazdınız bunu?”

”Evet,” cevabını verir Orhan. Bunun üzerine Orhan Kemal belki de hayatının ilk eleştirisini hayran olduğu Nazım Hikmet’ten şu cümleler ile alır: "Birader neden söylemediniz bunları? Siz düzyazı yazın, düzyazı. Bir küçük hikaye deneyin, göreceksiniz ki başaracaksınız.”

Bu olaydan sonra düz yazıya yönelen Orhan Kemal Türk romancılığına adını altın harfler ile kazır daha sonrasında.

(Sessizlerin Sesi adlı kitapta Orhan Kemal’in o dönem yazdığı şiirleri ve biyografisini bulabilirsiniz.)