"Ankara Ankara güzel Ankara!

Seni görmek ister her bahtı kara" diye devam eden marşı hepimiz biliriz.

Son zamanlarda "Ankara" adını duyunca görmek istemeyenler ordusu dolanıyor etrafımda onların bahtı beyaz olsa gerek.

Adını sevdiğim, doğduğumdan bu yana nefes aldığım güzel şehrim Ankara'dan bahsedeceğim birazcık.

Adaletli bir gözle bakıldığında güzel olan birçok özelliğini görmek mümkün. "Gri şehir" diyor bazıları, sanki her şehir mavi ve yeşilden ibaret olmalıymış gibi.

Ülkenin en orta yerinde olmasından dolayı tabii ki denizlere uzak kalmış ve özgürce yeşerememiş başkentim.

Ona rağmen yapay göllerin ve "Ankara'nın binalardan ibaret olduğu" algısını yıkmayı hedefleyen yönetimden bazı kişilerin sayesinde daha yeşil bir şehir olmayı başarmıştır. Başka amaçları da var tabii ki ama onu şimdi burada söylemeyelim.

Ankara'ya geldiğinizde ilk olarak fazla kalabalık bir şehir hayal edersiniz sonra aslında gayet ideal bir nüfusa sahip olduğunu fark edersiniz.

Genel olarak sokakları sakindir, bolca ıhlamur ağacı ve o ıhlamurların temmuz ayında kokusunun neredeyse her sokakta olduğu bir şehir diyorum size.

Tabii ki gözlerinizi kapatıp bakmadan geçmeniz gereken sokakları da yok diyemem.

Atakule gibi nadide bir simgenin pavyon şarkılarına konu olmasını hiç söylemiyorum. "Atakule'den at beni in aşağı tut beni" gibi anlamsız basitlikler Ankara'yı aşağı çeken nedenlerden bir tanesi.


Biraz da insanlarından bahsedecek olursam fazla sıcakkanlı, fazla doğal ve fazla saf kalplidirler hele ki Ankara'nın yabancısı olan birini görmüşlerse o doğallık o samimiyet o sıcakkanlılık bir anda en üst seviyelere çıkabilir. Şimdi bu yazıyı okuyup aksini düşünenler de olacak biliyorum ama hiç bir şehir denizi olmadığı için ya da daha fazla betonlaşmış diye üvey evlat muamelesini hak etmez. Son zamanlarda kalbi çok kırık ağlıyor, fazla ağlıyor iklimi değişti resmen. Şaka bir yana gerçekten eski Ankara'ya kıyasla daha fazla yağış alan bir Ankara var. Bu nedenle havası eskisi kadar gri ve kasvetli değil.


Güzelliklerini yaşamak için yürüyüşe çıktığınızda dün yerinde duran kaldırımların bir ana yok olduğunu görmeniz çok normal. Çünkü sık sık kaldırım eskitiyoruz ya da yönetimdeki abilerimiz-ablalarımız çok sıkılıyorlar arada oyun oynamak istiyorlar kaldırım taşları sökülüp yerine yenileri takılıyor.


Kısacası birkaç kötü şeye rağmen yaşanması güzel bir şehir, ulaşım açısından da kolay, gelmek isteyen herkesi bekler, kucak açar Ankara. Yüz ölçümü olarak da geniş bir alana sahip korkmayın sığarız.