Ben hayatın Candy Crush oyununa benzediğini düşünüyorum. Hangi şekerlerin üstten yağacağını bilmiyorsun ve patlattığın her şekerin tamamen kendi başarın olduğuna inanıyorsun; hedeflerin en başından belirlenmiş, sen kendi hedefin sanıyorsun. Ama değil.


Ben insanları televizyondaki reklamlara benzetiyorum. Küçükken sonraki reklamı tahmin etmeye çalışırdım; tek fark, artık bunu yapmıyorum. Artık insanları tahmin etmeye çalışmıyorum ama her birinin insan marketinde yapacağım seçimlerde etkili olacağını biliyorum. Bir başkasının seçimini etkileyenin reklamım olacağını da biliyorum. Belki de bilmiyorum.


Bir zamanlar dünyanın ortasına düşen iki kişiydim, bir elmayı merak eden bendim, hata yapan bendim, mağrur ve suçlu bendim, çamurdan yaratılan da kaburgadan yaratılan da bendim; ilk katil benim de ilk maktul de benim kanımdandı ve en sonunda peygamberdim, peygamberin eşiydim. Ama değilim.


Hiç hatırlanmayan devirlerin birinde, kimsenin bilmediği bir yerde herkesin tanığıydım. Kendimi öyle tanıttım, kim bana ne söylediyse onu yaptım, kim bana ne söylediyse ben onu gördüm. Ne söylediysem oydum, ne söylemediysem oydum. En sonunda ben de unutuldum. En sonunda herkes unutuldu. Söz uçtu, yazı da uçtu; sadece kanatlarını daha geç buldu.


Ben

Ben

Benbenbenbenben

Ben

Be

B


Her şey yavaşça silindi, kendimi bir zafer yürüyüşünde buldum, canım yanımda dikiliyordu, bir insan gibiydi, bir hayvan gibiydi, hiç bilmediğim bir şekildi. Yanımdaydı, bayrak sallayandı. Artık ben değildim, bizdik. Böyle mi farkında olacaktım? Midemi bulandırdı ve daha gerçek hissettim.


Bir sürü zaman diliminde bir sürü şey olduk; bir kektim, bir fırındı. Yağmurdum, buluttu. Telefondum, bataryamdı. Alaaddin'dim, sihirli lambamdı. Köpektim, ağızlığımdı; aynamdı ki sırlıydı, hep tanıdıktı, hep yabancıydım. En sonunda sevmeyi öğrendiğim aksim oydu ve bendim, bizdik. Hiç tanışmadık, hiç konuşmadık, oysa en çok onunla konuşmam gerekiyordu.


"Ne zaman beni terk edeceksin?" Hiç öğrenmek istemiyorum, ama ne sorabilirdim? O bana ne soracaktı, hayatın nasıl gittiğini mi? Çok mu yabancıydık, çok mu birdik, en sona geldiğimizde biz kimdik? Fırında yanana kadar, olana kadar beraberdik. En sonunda ayrılacaktık, tüm sorular rafa kalkacaktı. İnsan kendi içindekiyle en yakındı ve en uzaktı. Kendi içimdim ve kendi dışımdım.



Biz

Biz

Bizbizbizbiz

Biz

Bi

B


Geriye hiçbir şey kalmadı. Bilinmeyen bir devirde unutulan toz zerrelerinden biriydim. Bir yapbozun kayıp parçasının yokluk olduğunu anlayan bir şeydim ama artık biz, ne bilmiyordum, ben de değildim.