Kulak zarlarımı 7.3 şiddetiyle sarsan, beş dakika aralarla öteleyip ertelediğim alarm senfonisiyle bugün de güneşten önce doğuyorum sehere. Sol cebimde babamdan aldığım bozukluk birkaç lira yolluk, sağ yanımda utanç, aklımda kaygılı düşünmeler ve ağır mı ağır sırt çantam. Ayaklarım gitmemekte diretmekte lakin başka bir yol da yok, her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi her güzel gecenin de bir sabahı var.
Yıllardır tekdüze, zannımca farklı işleyen beyin loblarım bu sabah da kafamın içini kemirmekte. Işık hüzmelerini odamın tavanında misafir ettiğim bir sabahta, yorgunluğunda verdiği etkiyle lanet uyuşukluk bedenimin her detayında ölü hücrelerimle sevişiyor resmen, uyanmaya korkar oldum bu yüzden. Beni günden günde bitirdiğini bildiğim halde depresan üçlemesini yutuyorum, doktorumun da dediği üzere altı ay süreyle rutin bir şekilde kullanmam gerekiyormuş. Bir nebze rahatlık sağlıyor diyebilirim bitik bünyeme, en azından bir müddet zamanda beynimin işleyişi pasifleşiyor, bu sayede huzuru anımsıyorum.
Bu pis şehrin güzel sokaklarında uzaklarda bir yerlerdeki okuluma adım adım ilerliyorken sabah peşime gölge olan mahallemin çılgın kedisi Zeytin'i de sevmeyi ihmal etmiyorum illa ki, ki ufak yaşlarımın kabusu alman kurdu Kiki var ki dizlerimin bağını çözüp korkudan titrememe sebebiyet vermesine rağmen ondan da sevgimi esirgemiyorum. Beni korkutamaz, durduramaz artık bu evrendeki hiçbir şey, hiçbir şekilde.
Bütün negatif enerji saçkınlarına rağmen, hislerimi nötr duygular üzerinden pozitif yollara saptırmaya uğraşıyorum, köprüden önce son çıkışta mutluluğu kovalıyorum, ne kadar başarılı olduğum tartışılır tabii. Her şeye ama her şeye rağmen suratımdaki tebessüm parçacıklarının ve geleceğe dair umutlarımın eksikliği mevcut değil herhangi bir vakitte.
Şiirler ve besteler benim dünya denen yalana kanmamı sağlamanın en büyük kaynağı, bu sayede hiç geçmeyecek gibi olan zamanı bu şekilde infaz edebiliyorum genellikle.
Her canım sıkıldığında veyahut öfke hissiyle kuşatıldığımda kulaklığımı takar Fazıl Say'dan bir beste açar öyle yoluma devam ederim, o piyanonun eşsiz sesinin kulaklarıma fısıldamasının verdiği rahatlatıcı hissi hiçbir şeye değişmem.