Bu saadet topraklarında körelmiş duygularım

Surlarıma atılan fitili özenle ateşleyen

Fotoğraflara sığınan bir adam var içimde

Suskun dudaklarımı yakıyor taştığım ateşler

Karanlığa terk ettiğim lambalar yanıyor


Yirmi yaşında öğrendim yaşamanın esrarını

Öğrendim parıldayan renklerin siyahlığını

Bir çığlık kopartıyor ve konuşuyor umutlar

Bugün değilse ne zaman

Ne zaman dağılacak bu kara bulutlar


Bir gün gelecek ben gideceğim kaçar gibi

Geçtiğim yollardan silinecek ayak izlerim

Bir zamanlar değdiğim her göz beni unutacak

Tutmaya çalıştığım o arzular gibi

Ansızın gideceğim