Bu su sesi nereden geliyor?
Gözlerim kapanıyor, yine de uyuyamıyorum.
Kadın çığlıkları geliyor şimdi de çatıdan.
Daha iyi duymaya çalışıyorum.
Kalbim yerinden çıkacak..
Kesin işkence ediyorlar! Öldürüyorlar!
Burada ilk gecem olduğunu hatırlıyorum.
Ne talihsizlik!
Sesler çoğalıyor.. birkaç kadın olmalı diyorum.
Kalp atışlarımın sesine kalkıyorum bu sefer.
Kurtarabilirim diyorum.
Kapıya gidip yatağa geri koştuğum ana kadar,
kendimi cesur sanıyorum.
düşünme, Düşünme!
Düşünmeden durabilmek mümkün.
Düşünmeden uyuyabilmek mümkün!
Neden buradayım diye de soramıyorum.
Tavanda devasa bir kılıç görüyorum.
Kılıcı kullanmayı öğrenmeli diyorum.Nasıl?
Sesler gittikçe artıyor.
Ben olsam şimdiye dek ölmüştüm diyorum.
Kimse mi duymaz? Hiç mi?
Nasıl.. Nasıl!
Demek böyle oluyor diyorum.
Sesler azalıyor..
ve uyuyorum.
"Varım." diyorum şafak 6’da, "Buradayım."
Hala tek parça.
Geceden de anahtarı kapıda bırakmışım üstelik.
İçeriden kitlesem de bir itmeyle açılır hoş.
Anahtarı hızlıca cebime atıp korkarak yuvarlak ahşap merdivenleri çıkıyorum.
Belli belirsiz alacakaranlık, seçemiyorum.
Yine de ne göreceğimi biliyorum.
Çıkıyorum.. Çıkıyorum..
Çatı yok.
Kadınlar da martılar…