Ölümün emaresi bu geçip giden zaman...

Akar hızla karışınca insanın aklına,

Tasavvur edilen mutluluk, umutla beklenen yarın,

Boş sokaklar her zaman gebedir nazarımda,

Bir şiire, şarkıya ve kucak dolusu bir aşka,

Gezer dururum ki öylesine büyür bazen

Dilimden, gönlümden zorla çekip alınır,

Gülüyorum... Tıpkı doğumum gibi

Arafta resmen, ölüm bir tarafa yaşam bir tarafa!

Anlata anlata bitiremediğin aşkın dudaklarımda,

Ruhum boğulmakta bucaksız okyanuslarda,

Olduğu gibi arafta elbet... Ruhum arafta...

Ölü desen? Ölü değil... Yaşıyor desen?

Yok öyle de değil...

Sağ elim ateş desem cayır cayır yakan

Sol elimde tarifsiz bir sızı safi soğuktan...

Suskun bir adam desek biz buna,

Aynı zamanda bir deli bağırmaktan boğazı patlayan...

Bir tarafım kirli, çirkin, sönük...

Bir tarafım sırla kaplı ayna,

Karlı kaplı yüce bir dağ, bir cam güneşte umarsızca parlayan

Kim kurtarır beni bu karanlık arsadan?

Yanan ateşten, donduran soğuktan

Bilinmez... Gülüyorum...

Hayatın emaresi, hızla akıp giden zaman!