Bağımsız ellerdeki kiri söker sandım

Dokunulmamış tenimin beyazlığı

Oysa biraz tarih okusaydım bilirdim belki

Gelmiş geçmiş tüm yazgılarda

Yalnızca kirlenen ile kirleten vardır

Ve şu yalınayak dünyada yazgılar

Birbirini kıskanarak tekerrür eder ardınca

Kim bilir kaçı İstanbul’da


İki ayrı kelime ve iki ayrı hayat

Bir yanda kuşkusuz kara bir yılan

Karşısında dimdik duran korkak bir fısıltı

Küçük bir pencereden sızan ışık anlatıyor

Burası gençliğinin başlangıcı, karanlığının ortası

İzliyorum kirlenmiş ellerinden habersizce uyuyan

O cesur kız ve korkak kadını

Gün ışıyıp her şey ortaya çıkınca

Hangisi bastıracak diğerinin çığlığını


İki ayrı an ve iki ayrı his

Ortada buluşamayıp her ayrı kalanlar

Hiç ayrılmayacakmışçasına bağlananlar birbirine

Ne gördüysem bilinçli bilinçsiz

Hepsi birbirini yağmalıyor şüphesiz

Nerede bıraktıysam ruhumun kırıntıları

Hiç acımadan ezip geçtim çoktan

İki ayrı yıl ve iki ayrı insan

Biri benim,

Diğeri ardımda kalan