"Du Snakker Som En Gåte"*


bildiğim üç dil, konuştuğum seninki değil

ağzımda bıraktığı tat kadarım sözcüklerin

yazdığım

ve kazdığım

çukurlar kadar varım

börtü böcekken tek arkadaşım

ve hayaletler, ah hayaletler

hayaletim kadar şeffaf olamadım


hep "önemli olan dördüncü" derdi büyükbabam

babamın bir şeyi önemsediğine ise hiç şahit olmadım

abim annemi hiç özlüyor

bense üç dilde anne diyebiliyorum

kömür doluyor ağzıma

ama anne diyebilmek

yüreğimi hiç dağlamıyor


çünkü güvendiği karlara dağlar

yani güvendiği yağlara darlar

işte güvendiği yarlara kağlar dağınca insanın

ve annesini hatırlayamayınca insan

insan annesini hatırlamayı isteyemeyince unutuyor.


bilemiyorum

bilmeceler benden sorulurken üstelik

belki de senin dilinde bir sözlüğü alıp

baştan sona okumalıyım


belki de bilmecelerimi kendime saklamalıyım


-ariel


*norveççe: "bilmece gibi konuşuyorsun"