"Zahidin 70 yıllık ibadetii, arifin 1 saatlik tefekkürüne eşittir." demiş peygamberimiz.


Moderniteden yorulan bizler materyalist alandan manevi alana açılıyoruz. Batıda da aynısı olmuştu. Hippiler ve sonra gurularla ezoterizm (batınilik, içreklik) satılmaya başlanmıştı. Ülkemizde de Yunus Emre, Mevlana gibi önemli arif-velilerin sözleri, dizeleri internette en çok sayfama düşenler.


“Arif” konusunda daha önce bir yazı yazdım. Bu yazıyı onun tamamlayıcısı olsun diye yazıyorum.


Ezoterik felsefe varoluşta görülen herşeye sembol olarak bakar. Sembol, yani ayet. Ayet hakikat demek değil; işaret, gösterge, sembol demek. Bir Müslüman’ın ayetlere bakıp o ayetin hakikatine ulaşması beklenir. Ariftir bunu yapabilen, ayrıca olayların ve olguların iç yüzüne vakıf olabilendir.


Peygamberimiz bir hadisinde "Kuran’ın 7 batını (içreği, boyutu) vardır." demiştir. Herkes her boyutunu bilemez, hiyerarşik bir yapı var denir.


İnsan bedeni zahirdir ama bir de batını vardır. Yunus, "Bir ben vardır bende, benden içeri." demiştir. Dolayısıyla insan ezoterizmde çok önemlidir. İnsan-ı kamil bu ruhi olgunluk yolunda, zahir-batın dengesini de gözeterek, yürüyerek arif olandır ve hatta veli olandır. İnsanı kutsal köklerine bağlayandır arif, insancıldır, insandaki Tanrısal özü görür.


"Yiğit yiğit gölgesinde dinlenir." demiş eskiler. Arif te bir arifin vahasında yetişir. Arifler kana kana su içiren vahalardır. Ben de ariflerin kitaplarıyla o sudan içmeye çabalıyorum, yaşama tutunuyorum. Ama nasıl arif olunur bilemem. Halk öykülerinden öğrendiğimiz, hızır elinden, veli elinden bade içen aşık-arif olur. Aslında dergahlarda yetişirlermiş. Zahir ilimleri de batın ilimleri de bilmek gerekirmiş. Bugün tıp, sosyoloji, tarih, fizik, psikoloji, matematik vb. yanı sıra Kuran ve kelam, felsefe de bileceksin. Üniversitelerimize, akademisyenlerimize inanıyorum. Bilgi-haber bombardımanında doğruyu sunma çabalarını takdir ediyorum. Çoğu günümüzün arifleri, geleceğimiz daha da güzel olacak.


Arifsiz kalmayalım. Yoksa bu dünya zor. Ve biraz daha maneviyat gerek galiba. İslamda şekilcilikten bıktık. Ariflerin sözleri, eserleriyle sundukları vahada dinlenelim.