Bir İç Anadolu köyünde,
Koyun sürüsü önümden geçiyor.
Tükeniyor zaman,
İnsan tükeniyor.
Ipıssız ovada bir çınar.
Gölgesinde serinlemek.
Hınca hınç öfke kusmak.
Bağırmak!
Uzakta görülmeyen dağlara,
Bağırmak.
Bir İç Anadolu köyünde,
Yeniden var olmak.
Yozlaşmanın üstesinden gelmek.
Hastalığa çare olmak.
Küçük bir bebeğin toprağa bürünmüş,
Simsiyah yalın ayağında aydınlanmayı görmek.
Sarılmak!
Saman yığınını patoza koyar gibi sarılmak.
Yine ıpıssız ovada çınar ağacının gölgesinde,
Kendini bulmak.
Varoluşunu sorgulamak.
Hangi kavimler?
Nerede?
Nasıl?
Ne zaman?
Kendilerini buldular?
Sefalatimizin resmini çizmek istemişler miydi?
Bir gün gelecek...
Bir İç Anadolu köyünde,
Ipıssız ovanın ortasında,
Çınar ağacının gölgesinde,
Uzakta görülmeyen dağlara bağırarak,
Sefalatimizin resmini kendimiz çizeceğiz.
İnanacağız ve inandığımız zaman
Yok olacağız.
Bir İç Anadolu köyünde!