Gözlerinin baktığı her yerde demir parmaklıklar var,

Yıllar yılıdır esir olduğun şu dünyada

Kaç gölgeye sarıldın arkadaş?

Gövdenin büyüklüğünde nasırlaşmış gün doğumu var

Her gün sayımında derinleşmiş alnındaki çizgiler,

Şu şehirdeki tamahkâr gözler

Kaç kez gidersen bulursun kendini arkadaş?

İnsan dolu hücrende sarıldığın tek bir yastıkken

Her tabutta saçı okşanmış kadınlar var

Kaç kez susarsan duyarım seni arkadaş?

Tüm yelkovanlar yumak yumak kahır doluyor omuzlarına

Şakaklarında hep aynı ses titriyor

Avuçlarının yanağına değdiği anda bir hayal yanıyor

Kaç kez ölürsen yaşarım seninle arkadaş?

Seni andığım her anda devrim var

Her dokunmaya kalkışım özgürlüğe dönüşüyor

Yer ve gök arasında bir yerdeyim

Kaç şiir yakarsam uğrarsın arkadaş?