ölen insanın bıraktığı son yazıları bu denli değerli kılmak yerine o hayattayken neden keşfedemeyiz bunları? ölen bir kimsenin profiline gireriz ve tüm yazılarını, beğendiklerini okur içleniriz. belki de bu kısacık süreçte onu anlamak isteriz çünkü onun yaşadığı tüm günlerde görmemişiz, duymamışız onu. intihar eden bir kimsenin haberini aldığımızda tüm insanlar onun adına üzülüp hakkında resimler, yazılar paylaşır. peki ya o insanları onlar hayattayken, onca yaşadıklarını bize anlatma ümidindeyken niçin anlamayız? tüm insanlar geç kalmak için mi var?

yolda yanımızdan geçen onca insana belki de dikkat etmeden yürür geçeriz. her sırt çevirdiğimiz insan acı istilasına uğrayıp dert batağına batmıştır; kör olmuşuz gibi görmeyiz, sağır olmuş gibi duymayız. belki de görmemek için bakmamış, duymamak için kulaklarımızı tıkamışızdır. lakin bunu kimse kabullenemez.

bu hayata geç kalmak için mi geldik?

sevdiğimizden gelen bir ölümde yıkılır, ölümün bir gün geleceğini bildiğimiz halde yokluğuna alışamayacakmışız gibi gelir, alışırız. bir daha gülümseyemeyecekmişiz gibi hissederiz, gülümseriz. o olsaydı kötü davranmaz, onu bunu yapmam deyip pişmanlık zelzelesinde boğulur ancak yaşasa kıymetini bilemezdik. hayattayken tek hayali, sevdiği bir ünlünün fotoğrafını beğenmesiyken öldükten sonra onun resmini paylaşıp güzel yazılar yazan bir ünlü geç kalmış değil midir? belki tek derdi yazdığı birkaç yazının beğenilmesi olan birini öldükten sonra keşfeden, meşhur eden insanlar geç kalmış değil midir? peki ya ne yapalım sizce? peki ya ne yapmalıyız bizce?

her anımızın, her sevdiğimizin kıymetini bilelim. sevdiğimiz kitabın bile üzerine titreyip yapraklarının kırışmasına dahi izin vermeyelim. bizi hayatında istemeyen insanlara yalvarmayı bırakalım. bir an önce silkelenip menekşesin diye seni gül bahçesine almayan o insandan kurtulalım. kimsenin bahçesine zorla dalmayıp kendi dalımızı kurutmayalım. nedensizce öpüp nedensizce sarılalım. aklımızda ne varsa o an gerçekleştirip yarına bırakmayalım. pişman olmaktan, yaralanmaktan hiç mi hiç korkmayalım. hiç yaralanmayan bir insan iyileşmenin hazzına varamaz. kah ağlayıp kah gülelim. insanlara merhem olmaktan korkmayıp hep mi hep neşe saçalım. belki içimizde mutlu hissetmeyeceğiz, içten içe üzüleceğiz ancak bizim bir gülümsememiz karşımızdaki yaralı ruha merhem olacak ve bir gün ansızın bize karşı gelen bir tebessüm bizim de kurtuluşumuz olacak. devamlı somurtan insanlar bizim de gülümsemizi yok eder, etrafımızdakileri iyi seçelim. arkadaş, akraba kaybetmekten korkmayıp bize zararı olan herkesi beyaza boyayıp hayatımızdan çıkaralım ve o beyazın üzerine renkli çiçekler çizelim. bundan sonra hayatımıza girenleri, o çiçekleri sulayacak mı, yoksa o çiçekleri koparacak mı emin olmadan almayalım. bu hayatta senden ve senin sağlığından önemli hiçbir şey yok. insanların aksini düşünmesine imkan verme. sen kendini sevmezsen işte o zaman kaybedersin. bu hayatta her şey sevgi ile kazanılır. tersini söyleyenler olacaktır, sakın inanma çünkü insan neye inanırsa doğrusu o olur.

insanların dış görünüşleri yüzeyseldir. onların asıl yetenekleri kendileridir çünkü hiçbir insan gözlerini, burnunu, boyunu, kilosunu kendisi seçmez. bunlardan birinin farklı olması seni çirkin yapmaz. çünkü insanların güzellik kavramı her zaman görecelidir. insanoğlu bencildir, aman bunu da unutma. karşındakinin sevdiği müzikler, beğendiği tablolar, yaptığı iyilikler, göz ardı ettiği kötülükler... işte bunlar onu iyi ya da kötü yapar. sen kilolu olursun, sana şişman derler. zayıf olursun, cılız derler. kısa olursun, cüce derler. uzun olursun, sırık derler. insanlar her zaman bir şeyler der, bunlara sağır ol. sen çok güzelsin. bunu her aynaya baktığında tekrarla. sokakta gördüğün bir kediyi sevmenle, bir bebeğe gülmenle, anneni öpmenle... sen her halinle en güzelisin. seni güzel yahut çirkin yapan aynada gördüğün yansıma değildir, görünmeyen yüreğindir. bunu da her insan fark edemez. sen fark edenlerden ol. insanların hepsini anlayamazsın ama sana kendini anlatma girişiminde olanları anlamaya çalış. bir hata gördüğünde bağırmak, küfür etmek yerine anlamaya çalış, işin aslını öğren. bu seni vakarlı, olgun bir insan yapar ve bir şey kaybetmezsin. aksini yapıp bir olayda dinlemeden bağırır yıkarsan ortalığı, o yıkılan enkazda ezilen sen olursun. suçsuz bile olsan, o an tüm insanların en suçlusu olursun. her zamanlı anlayışlı olmaya gayret et.

küfür etmek şu zaman diliminde espri kabul edilirken insanlar her yazılarının sonunu 'a ve q' harfleriyle bitirirken bunun güzel yahut komik bir şey olmadığını, bilakis insanı alçak düşüren, onun kendine ve karşısındakine saygısı olmayan biri olduğunu bildiren bir eylem olduğunu bildirmeden geçmek de olmayacaktı. şu kısa zaman dilimimizi güzel kelimeler, belki birkaç güzel şiir ile sonlandıralım. önce kendimizi sonra hayvanları ve bitkileri, en son da insanları sevelim. ama sevelim. bu hayata kendini sevmeden veda eden bir insanın yaşadığını yok saymanın bir ceza kabul edilmediği bilincindeyim. kendimizin, yeteneklerimizin farkına varalım. kimseyi kendimizden vazgeçecek kadar sevmeyelim. "kendimi seviyorum, sonra seni seviyorum." demeyi bilelim. artık geç kalmayalım.