Bir çocuk gibi sevin insanı, alelade sevmektense farklı sevin çünkü her insan farklıdır. Misal hayallerini resme döken birini rengarenk sevin, bırakın sizi gökkuşağı yapsınlar. Müziği seven, müziklerle kendi soyut dünyasına giren, dünyadan uzaklaşan birine kaçmamasını öğretin ve kaçmayın; soyut dünyasında sevin, uzaklaştığı yerden bağlayın hayata. Kitap okuyan insanlara mutlu sonlardan bahsetmeyin, onlar her şeyin farkındadırlar, her şeyin bir sonu olduğunu bilirler, hikayelerin içerisindeki sonlu sonsuzluklarla yaşayın hayatı, sensiz yaşayamam demeyin, ne demiş şair: "Sensiz de yaşarım ama seninle bir farklı yaşarım." Kırdığınızda, üzdüğünüzde ağlayan insanları ağlarken sevin. Ağlamak unutmaktır bir nevi, sizi unutmamak için kırgınlığını unutur bırakın ki ağlarken gömsünler gözyaşlarını omuzlarınıza. Sürekli gülen insanları gözlerinden sevin, acılarını göz altlarında yaşarlar; oradaki sessiz, büyük haykırışlarına kulak verin, duyun onları çünkü her insan anlaşılmak ister. Gökyüzüne uzun uzun bakan insanları gökyüzü yaparak sevin. Boşluğa bakmayı tercih edenleri ise düştükleri boşluktan çekerek sevin. Şiir yazan insanlara önce kendilerini sevmeyi öğretin, sonra onları şiir yazarak sevin çünkü o insanlar anlaşılmadığında yazar, anlaşıldığında yazılmak ister. Böyle sevmeyi öğrendiğinizde güzel sevilmenin değerini göreceksinizdir, inanın. Kısacasını özetlemiş şair: “Sevgi emekmiş. Emek ise vazgeçmeyecek ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş.”