Kabre sığmayan zorbalığın yükü

Kavradı tüm kanı ellerinde topladı

Bu doludizgin fotoğraf kulesi o günahsız yıllardan

Çünkü ben yokum diyeceğim

sayılmasın hiçbir kolumdan

Anlaşılmasın bu sefer daha çomardım

ağzımdan fışkıracağım tüm boyutlarımı

Toful atların üstünden senelere yayılacağım

Ateşim tutuşacak kainatın izlerinden

Ah şu taze kokular

korkuyorum sinmekten daha üst ne varsa

Soğuyan bedenim saygı istiyor

Cennet her şeyden bu ürkekliğin bedeli

Tanınmış meleklerin ellerine uzanmak cazip geliyor

Ağlarken bile bu kadar kendimim

Yabancılar ve diğerleri arasında neysem o

tapınakların tozlu gövdesinde şaha kalkıyor tarih

Aşınmış yıllar

aşınmış kaygısız geleceğim

Kimsenin şüphesi yok kurtuluşumdan

Endişeyi dilemek kanı beyne sıçratacak kadar olsun

ne bir eksik ne bir fazla ederi

tüm kaleleri feth edilmiş gibi okşanır ülkem

mezarların peşinde adı konmamış şiirler

bense göğüs üstü yakalarda karanfil gezerim

Ben ne yaptım

ne yazdım böyle yiğitçe yaşayacak

Adımı çizdiğiniz yetmeyecek

Ateşim harlanacak rüzgarlı kininizden


Tüm çıplak krallar giyindi

Siz giydirdiniz

hayret

korkudan taş kesilmişti vicdan

Nerde bulundu nerde yerle yeksan

gömüldük yer yarıklarına

kitabım sonu hüsran

Kalemim sen de bir şeyler gitsinler izinden

Ben çocuk yok olacağım

Ateşim küllenecek şu cihangirli halinizden.