eylem közlendi

yağmasaydı ışıltı, yazmayacaktı


ipeksi teninle kesiştiğim an, uğultunla saçlarına uzandığım ay

tütsü, mum ışığı ve hisle karışık tembihini mırıldandı ve zemherinin beni gerdiği çarmıhta avuçlarımdaki çiviyi öptün

pasla, kirle ve kanla, ay mırıldanışı ruhuma bıraktı

kuvars bir sandalyede oturup elimi açtım, sana taptım

eğildim, büküldüm, parçalandım ve her tanrı gibi sen de mesafeye sığınana dek bana cenneti verdin

kısacıktı

ışıltı ve hatıra bir uğultu olmasaydı, yazı keşfedilmeyecekti


şimdi yaşat yaşatabilirsen yarattığını

taşırdığın benlerle beraber medcezirinle çağlayan intiharı

yaralı bir deniz atı gibi akıntıya karşı çaresizce

ve son sözleri Ay Işığı Sure'leri, hayta çocuğun küfür hayatında

suçlusun, ama yine de günahlarına tevbe-i yeis


ay son kez yarama mum gibi damlar kaçtığı güneşle karşılaşıp


gözlerinin altındaki Karadeniz'de yakamoz ve liman

gözlerinin atında dokunduğun çivinin pası ve uyuşturucu moru

uyumadığın uykulardaki rüyalar kadar yarım ve arabesk

baş harfinle başlamış bir sure kadar ve imge kadar ilahi

cin düşmüş gözlerinden şaraba


senin beni gerdiğin ve çivilediğin hayatımla beraber

çocuk parklarında göğe doğrulup

ay ışığı perisinin gözlerindeki kanla gelen bakışın çağlayanıyla

ben ağlak ve çaresiz

suçlusun, ama yine de günahlarına tevbe-i yeis