“Kader bu, önüne geçilemez. Elveda!”


Özet

Alman şair Friedrich Maximilian Klinger’in Fırtına ve Coşku (Sturm und Drang) isimli dramasından almıştır. Bu akım, “insan ve sanat ideali olarak, ‘orijinal dâhi’yi tanrılaştırdığından dolayı” (Gero von Gilpert), “Deha Çağı” olarak da adlandırılır (wikipedia,2015). 18. yüzyılda hızla yükselen daha sonra sönen bu akımın en büyük örneği olan Genç Werther’in Acıları üzerine inceleme yapılmıştır. 

Anahtar Kelimeler: Goethe, Werther, Fırtına ve Coşku, Aydınlanma Çağı.

 

Abstract 

It is named after the German poet Friedrich Maximilian Klinger's play 'Sturm und Drang'. This movement is also called 'Genius Era' as it 'divinizes the original genius as the ideal of human and art' (Gero von Gilpert) (wikipedia, 2015). In this study, The Sorrows of Young Werther which is the most remarkable example of this movement that had risen and fallen rapidly in 18th century, will be examined.

Key Words: Goethe, Werthe, Sturm und Drang, Enlightment.

 

Giriş

Gotthold Ephraim Lessing’in 1767 yılında yayımlamış olduğu çalışması Minna von Barnhelm klasisizmin düşünsel çatışmaya karşı çıkan ve sanatta dönemin şartlarını yakalayan şaşmaz bir akılsallık yerine tamamen duygusal bir akıldışılığa yönelmeyi öngörüyordu. Goethe, Herder, Schiller gibi isimlerin bulunduğu genç yazarlar, dönemin kuralcı ahlak anlayışını sorgulamaya başlattı. Johann Gottfried Herder’in “Kalbin sesi, kesinlikle mantıklı kararları temsil eder.” sözü ile sorgulamanın dışavurumu gösterge sözlerinden olmuştur.* "Fırtına ve Tepki" hareketi için sanat, kültür değil doğadır. Bundan dolayı yazar kişinin doğası ile ilgilenir. Edebi ürünler coşkulardan, duyguların harekete geçmesinden, tutkuların ve duyguların fırtınasından oluşacaktır. Böylesi bir sanat üretebilmek için "eğitim" önemli değildir. Önemli olan deneyim görmüş yaşamdır, doğuştan dahiliktir (Salihoğlu,1988). Yer ve zaman birliğinin dışında romanda yaratılan insanın tutkularını ve yaşam biçimini, tercihlerini göz önüne almaktadır. Dış biçim yerine iç biçimin ön plana alınması “Genç Werther’ in Acıları” adlı romanda edebiyatta gerçekçiliğin yerini duygusallıkla dışavurma yönü görülmektedir.

 

Genç Weather’in Acıları ve Goethe

Genç Werther’in Acıları, monolog tek yönlü mektuplarla iki haftada yazılmıştır. Bu teknikle yazılması, roman karakterinin fikir ve ruh dünyasını betimlemede olanak sağlamıştır. Ayrıca “Werther'in mektupları 4 Mayıs 1771'de başlar ve 23 Aralık 1772'de sona erer 1774 yılında ünlü yazar XVIII. yüzyılda yazılan bu romanın Aydınlanma Çağı'na denk gelmesi farklı Alman ekollerinin ön plana çıktığı ve farklı akımların baş gösterdiği zaman dilimine denk gelmektedir. Roman mektuplar şeklinde yazıldığı için insanda bir gerçekçilik hissi uyandırır. Fransız klasisizminde bulunan kuralcı biçimbirim ve anlambilimine karşı olarak Alman yazar Goethe “Fırtına ve Tepki” akımını benimsemiştir. Roman karakterinin mevsimsel olarak ruhsal dönüşümünü de hikayede göstermektedir.

**Romanda mevsimler ile Werther'in ruh hali paralel bir seyir içinde yansıtılır (Arak, 2007). **

**1”Werther'in coşkulu, canlı ruh hali bahar aylarında Homeros okuduğu dönemdedir.

13 Mayıs tarihli mektubunda Werther arkadaşına şöyle seslenir (Arak, 2007)**1:

Kitaplarımı göndermeni isteyip istemediğimi soruyorsun. Sevgili dostum, Tanrı adına senden dileğim onları benden uzak tutman! Yönlendirilmek, cesaretlendirilmek, coşturulmak istemiyorum, bu yürek kendi kendine de yeterince kaynıyor; bana ninniler gerek, istediklerimi de bol bol buldum Homeros’ta. Kaynayan kanımı çoğu zaman Homeros okuyarak dinginleştirebildim çünkü bu yürek kadar değişken, onun kadar kararsız bir şey görmemişsindir (Goethe:11).

Werther’in ölümü ise Ossian'ın hüzünlü, kasvetli etkisinin görüldüğü kış mevsimine girilen aydadır (Arak,2007):

Homeros’un yüreğimdeki yerini Ossian aldı. Bu muhteşem ozanın bizi götürdüğü dünyaya bak! Dumanlı sislerin arasında beliren solgun ay ışığı altında ataların ruhlarına yol gösteren fırtınaların estiği kırlarda gezdirir bizi. Mağaralardaki hayaletlerden yükselen, orman sellerinin

uğultuları arasında neredeyse yiten inlemeleri gelir kulağımıza dağlardan; ağlayarak ölüme giden kızın, korkusuzca şehit olan sevgilisi için, yosun ve otlarla kaplı dört kayanın arasında söylediği ağıdı işitebiliriz (Goethe:89).

Kentin kalabalığından bunalmış sade bir yaşam sürmek isteyen bir genç adam Werther... İçinde duyumsadığı o sıkıntıdan kurtulmak için bir kasabaya yerleşiyor ve ilk izlenimlerini, alışma sürecini arkadaşı Wilhelm'e aktarıyor.

Genç Werther’in Acıları, hukuk işlerinde çalışan romantik yapılı bir gencin nişanlı bir bayana karşı olan karşılıksız aşkını anlatır. Werther bir davette tanıştığı Charlotte adındaki genç bir kadına aşık oluyor ama aşkı karşılık bulmamaktadır. Charlotte yalnızca bir dost olarak bağlanıyor Werther'e. Charlotte'ye gittikçe artan tutkusu Werther'i büyük bir çıkmaza sokmaktadır. Zira Charlotte nişanlıdır ve yakın zamanda evlenecektir.

Werther, bu süreçte genç kadının nişanlısı Albert'i yakından tanıma imkanı bulur. Charlotte’nin nişanlısına karşı düşüncelerinin aksine iyi bir dost, iyi bir insan olduğunu fark eder ve vicdanı daha fazla sızlar...Werther işin içinden bir süreden sonra çıkamaz.”

“Sana kötü davrandım Albert, beni affet. Evindeki huzuru bozdum, aranızdaki güveni kırdım. Hoşça kal! Buna bir son vermek istiyorum. Umarım ölümüm size mutluluk getirir! Albert! Albert! Umarım ölümüm size mutluluk getirir (s:123)!

Resmi iyi olan Werther içgüdüleriyle hareket edememesinden ve bunu baskılamak zorunda olmasından dolayı doğayı duyumsayışı zayıflar, genç adam resim yeteneğini kaybeder ve çevresini, varlığını, Tanrı'yı sorgulamaya başlar... Evli bir kadına duyduğu tutkuyu ahlaki olarak doğru bulmaz. Bu yüzden sık sık kendisiyle ve ahlak anlayışıyla çatışır.

"Böyle mi olmalıydı: İnsanın mutluluğu, aynı zamanda kederinin kaynağı mı olmalıydı?" (69,Goethe)

Fakat Goethe’nin benimsediği akımda var olan kurallara uyum sağlamak değil iç çatışmalarına ve tutkunun galip gelmesini istemektedir. Werther, sık sık kendisini doğanın bir zerresi olarak tanımladığından, bazı şeyleri başarabilmesi için doğanın kurallarına uyması gerektiğine inanır.

“Tabancalar dolu, saat on ikiyi vuruyor! Öyle olsun madem! Lotte! Lotte! Hoşça kal! Hoşça kal!” (125, Goethe)

Werther, zaferin kendi iç dünyasındaki çatışmasını, tabancayla kendini sağ gözünden vurarak, intihar eylemi ile sonlandırır.                    


KAYNAKÇA

http://www.edebifikir.com/kitap/genc-wertherin-acilari-2.html

https://www.perspectivedergisi.com/single-post/2019/09/14/f%C4%B1rt%C4%B1na-ve-co%C5%9Fku.

https://medium.com/t%C3%BCrkiye/5-kavram-%C3%BCzerinden-gen%C3%A7-werther%C4%B1n-ac%C4%B1lar%C4%B1-n%C4%B1-anlamak-76b5bac0ec0b

ARAK, Hüseyin, "GENÇ WERTHER'İN ACILARI İLE GENÇ W.'NİN YENİ ACILARI BAŞLIKLI ESERLERİN İÇERİK VE BİÇİM AÇISINDAN KARŞILAŞTIRILMASI", Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı : 22 Yıl : 2007/1 (167-177 s.)

GOETHE, Johann Wolfgang Von, "Genç Werther’ın Acıları", İstanbul: Türkiye İş Bankası Yayınları, 2020.

SALİHOĞLU Hüseyin, “ALMAN EDEBİYATINDA FIRTINA VE TEPKİ,” Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi 3, (1988): 199.