Kramplarla uyanıyorum gece yarılarına,

Vücudumun çeşitli yerlerinde akıl almaz kramplar.

Vurdumduymaz bedenimi saran onca acı,

Yüreğime gömülü, duygularımı sarıyor.


Yalnızlığı içiyorum akabinde gecenin,

Bir horoz sesi bölüyor karanlığı;

Aydınlanıyor ne için olduğu belli olmayan gün,

En kötü hissin belirsizlik olduğunu anlıyorum.


Ölüm sessizliği yerini canlı seslerine bırakıyor.

Düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi yerin altını,

Gömülmeyen bir yük gibi, üzerime kalan bedenimi görmemek için

Aynalardan kaçıyorum...


Hızlı adımlar atmaktayım sokak aralarında,

Kimsesiz insanlara üzülüp cebimde olmayan metelikleri dilemekteyim tanrıdan.

Dünyayı güzelleştirmek niyetim, tüm varlığımla.

Ya o beni duymuyor ya da böyle bir şey mümkün değil...


Gün bitmekte, sabah; tekrar aynı terane,

Musalla taşının hayali bile şahane.

Işıkları kapattım uzandım karanlığa,

Yarına çıkar mıyım? Bilemem...