Hep kaçardım.

Geçen denk geldik yanlışlıkla

Bir ayna ile göz göze düştük.

Gözlerimi kaçırdım ama nafile…

Çoktan beni kendine döndürmüştü.

Nedendir itiraz edemedim o an.

Baştan aşağı beni süzdü.

Saçlarım parmaklarımın arasından kayıp gitti.

Gözlerime baktım, bu çok garipti.

Saçlarımın diplerinde sızılar birikmiş de

Oradan gözlerime kadar sızmışlardı sanki.

Ben ki hep kendinden kaçan o kadın,

Ve aynalardan ve insanlardan…  

Kendime tutulmuştum;

Ama yorgunluğuma ama kırgınlığıma,

Hep üşümekten morarmış tırnaklarıma,

Bir ölüyü andıran soluk benzime,

Bir canlıyı andıran titrek nefesime…

Güzel yanlarımı görmezden geliyor,

Yalnızca bitaplığımla bakışıyorduk.

Dudaklarım kurumuş ve çatlamış…

Kaç gündür bir yudum su bile geçmemiş

Ağrıyan boğazımdan.

Burnumun neden kırmızılığını sorguladım

Ve yaşlarım ve kirpiklerim…

Hep böyle mi sürüp gidecek yaşamım?

Üstüme başıma, çok dağınıklığıma,

Kendimi yansımamdan koparabilmek için

Bir deli telaşıma baktım uzun uzun.

Sanki biraz kilo vermiştim.

Sanki ağırlığım gülüşlerimden eksilmişti.

Kaç gündür güneşi görmüyordum sahi?

En son kimin nasılını sormuştum, hatırlayamadım.

Zaten en son kim benim nasılımı sormuştu ki?

Şöyle kendimle göz gözeyken bir gülmeyi denedim.

Yalandan gülümsemekten gerçeğini unutmuş dudaklarım, anladım.

Sonra bir karar aldım.

Bir daha yanlışlıkla denk düşsek dahi

Aynalara bakmayacağım.