2 Aralık 1954’te Kütahya’nın Tavşanlı ilçesine bağlı Tepeli beldesinde doğan Ahmet Uluçay, yönetmen ve senaristtir. Kısıtlı imkanlarla hayalleri için çabalayan ve henüz sinema ile tanışmadan önce de fotoğrafın hareket edebilmesi ile ilgili hayaller kuran Ahmet Uluçay; aynı zamanda gölgelere karşı da büyük bir ilgiye sahipti. 1960’ta köylerine gelen bir seyyar sinema sayesinde sinema ile tanıştı. Henüz on iki yaşındayken arkadaşı İsmail Mutlu ile bir sinema makinesi yapmak için üç yıl emek verdi ve en sonunda birleştirdikleri film şeritleri ile bir ahırın duvarında yansıttıkları küçük gösterimlerini köylülere izletmeyi başardılar. Dahası arkadaşları İsmail Mutlu ve Şerif Akarsu ile 'Tepecik Köyü Arkadaş Sinema Grubu'nu kurdular. Ahmet Uluçay; içinde biriken sinema tutkusuna karşılık ailesinin "Sinema ve resim gibi işler zengin çocukların işidir.” tepkisiyle karşılaşınca inşaat işçiliği, kamyon şoförlüğü gibi çeşitli işlerde çalıştı. Hayatının gerçekleri, babasının hakkını helal etmemesi ve maddi imkânsızlıklar gibi zorluklarla karşılaşsa da yine de sinema tutkusundan vazgeçmeyen Ahmet Uluçay, arkadaşları ile bir gurbetçiden aldıkları kamerayla ilk olarak Optik Düşler (1993) filmini çekti. Bin bir zorlukla çokta iyi olmasa da almış oldukları VHS kameranın aküsü olmadığından ötürü kamerayı yalnızca elektriğin olduğu ortamlarda kullanabiliyorlardı. Bu yüzden filmdeki mezarlık sahnesini köy odasına kurdukları dekorla gerçekleştirdiler.
Zor olsa da başlamış olduğu serüveni devam ettiren Ahmet Uluçay, ardından sırasıyla; Koltuk Değneklerinden Kanat Yapmak (1994), Minyatür Kozmosta Rüya (1995), Bizim Köyün Orta Yeri Sinema (1995), İnci Denizin Dibinde (1996), Bizim Köyde Bayram Sabahı (1998), Uzun Metrajın Resmi (1999), Kaza (2007), Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak (2002) gibi çeşitli filmlere imza attı. Ancak Bozkırda Deniz Kabuğu adlı filmini sağlık sorunları sebebiyle tamamlayamadı.
Kadrosunun tümünün amatör oyunculardan oluşan ve İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Film, 52. San Sebastian Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü, 26. Montpellier Film Festivali’nde En İyi Film gibi birçok önemli ödül almış olan 'Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak' filminde aslında arkadaşlarıyla olan çocukluk yıllarından ilham aldığını söyleyen Ahmet Uluçay, bu filmi sayesinde adını duyurabilmiş diyebiliriz.
Azmin ve kararlılığın örneği olan Ahmet Uluçay, film çekimlerini dahi durdurmasına neden olan beyin tümörü sebebiyle İstanbul'da tedavi görürken zatürreye yakalanarak 30 Kasım 2009'da henüz elli beş yaşında vefat etmiştir.
heduanna
2021-12-20T23:34:08+03:00Böyle bir insanın dünyadan geçmiş olduğunu öğrenmek bana bir şeyler kazandırdı. Belki ne olursa olsun hayallere inanma gücü, belki azim, belki yaşama tutku ve coşkuyla bağlanma arzusu... Ellerinize sağlık. <3
onurhan
2021-12-20T22:46:07+03:00Hikayesini öğrendiğimden beri, adını ne zaman duysam içim cız eder. Büyük bir sanatçı, özel bir insandır ve dediğiniz gibi azim ve kararlılık konusunda benzerine az rastlanır bir örnektir. Sanat tutkusunun ardından koşarken çektiği acılara müthiş bir irade ile katlanıp en sonunda başarmış ve Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak gibi, benim için Türk sinema tarihinin en iyi 20 filmi arasında bulunan müthiş bir şaheser ortaya çıkarmıştır. Belki de tüm bu sıkıntıları sebep oldu hastalığına, belki de sinema aşkı uğruna göğüs gerdikleri, zirveye yaklaşmışken daha çok film yapmasına mani oldu... Bu ülkenin her sinemaseverinin içinde bir uhdedir Ahmet Uluçay. Onu hatırlattığınız ve hakkında bilmediğim bazı şeyleri öğrettiğiniz için kendi adıma teşekkür ederim. Kısa ve öz bir biyografi, ellerinize sağlık. Ahmet Uluçay’ın ölümsüz hatırasına saygılar...