her şeyin sıradan koktuğu yaz akşamında mayına basmak eritti kaderi

hoşçakalın, büyük silik ender izleri kamburlaştırmıştı belimizi

ve yahut neden iklimlerim değişmişti birden

çürüyerek ikna ediyordum pusulamı

ben şımarmak istiyordum ilk defa

ve kiraz çiçekleri oluk oluk sırtımda açıyor artık

safinaz bir panayırda aşkı buluyor

yeni bitirdim uçurumu

sıra başka uçurumda

ve yahut neden ısırgan koptu gitti 

yerine menevişli gelincikler geldi

saltanatını sürüyor bağnaz bir baba hâlâ

öksüz kulvarları tırnaklarımla kazıdım da geldim

seni gördüm

baştan sona kamburu bir başka kamburla biledim

ağzımda bir yolun ağzı

dizimde bir kaktüsün inancı

boynumu eğilmeye ikna ettim.