babam kadar uzak bazı şeyler
saçlarımda hiç gezinmeyen merhamet
başka başlarda teselli ederken kalpleri
saçlarımı kesiyorum bir akşam vakti
korkuyorum caddeler boyu yürürken
dizleri yamalı çocukluğumda kayboldum, bulunamıyorum.
bu yoksul bulvarlarda, bu izbe peronlarda
karşıdan karşıya geçerken ellerimden tutuyor
babamın bir çınar olamayan gölgesi.
sonrası sıkışık trafik, sonrası enkaz
siren sesleriyle dolu başım ağrıyor
sükûnet uzak, sevgi uzak, şefkat uzak, güven uzak
elleri en uzak.
ürkek, yaralı bir hayvan taşıyorum göğsümde
göğe ve yalnızlığa bileniyorum
taş atılmış serçe sürüsü gibi dağılıyor duygularım
kavram karmaşalarından, saçımı beyazlatan buhranlardan
önüme bakamıyorum, önüm uzak, yol uzak, dağ uzak
yitirdiğim heveslerden yapılma hayallerim de uzak
elleri en uzak.
çöpleri eşelerken taşlanan bir it gibi diş gösterdim
diş gösterdim ve utancı işledim dişiliğime
kuyruğumu kıstırıp aç aç döndüm yuvama
yuvam uzak, ışıklar uzak, pencereler uzak
durup durup döndüğüm o ilk aşkın ağrısı uzak
hiç aldanmamış, hiç sevmemiş gibi korkarak
tiksinerek yabancılayarak bakıyor ellerime
derisini bir makasın ucundaki pamukla söktüler yanıklarımdan
ellerim merhamete uzak
aramızda kilometreler, kavisler
mavi, yeşil, ela ve en son toprak renginde kahverengi gözleri
insan sevince bir gözde yüzlerce rengi tecrübe ediyor
uzaklığı çok büyük, gövdesi uzak
gecenin bir vakti uykularımı bölen rüyası uzak
elleri en uzak.
babam kadar uzak bazı şeyler
dünyayı avuçlarıma alıp sevgiyle sıkmak isteğimden
mülteci bir yurtsuzluk düşüyor kaldırımlara
kuraklığın ateşini söndüren yaz yağmuru gibi
eksikliğini hissetiğim eksiltili cümlelerim
düşüyor anlamdan uzak sevdalım bakışlarına
karşımda bulut bulut eriyen bir adam
duruşu uzak, sevgisi uzak, sözcükleri uzak
elleri en uzak.
babam kadar uzak bazı şeyler
bazı şeyler hep en çok uzak.
Nurhan Özgün Biçimli
2023-07-25T18:57:08+03:00Ahhh babalar ve kızları
Madam Bovary
2023-07-25T17:59:21+03:00Hisliydi...