Bir gece, bir karar, ölüm ya da yaşam. Kim seçebilir ölümü, kimin gücü yeter buna? Ölüm kolay olan, yaşamak cesaret ister palavrasına inanmadan, ölümün kucaklayıcı ve sıcak sessizliğine gömülmek, ciğerlerini bir daha dolduramamak nedir, yaşamaktan zor mudur? Basit bir karar bu, kimileri için benim maneviyatımda zordur elbette, bu kararı alırken zorlanmadım. Ne bekleyebilirim bu hayattan, bu insanlardan? Öleceğim yakın zamanda, yapmak isteyip yapamadıklarımı yaptığım vakit, çok uzun sürmeyecektir. Bu korkunç yalnızlık, umutsuzluk, öfke ve nefret beni başka biri yapmaya başladı, uzun süredir durum böyleydi. Birçok şeyi başaramadım, kabul etmekte fayda var, ölüp gideceğiz zaten, kibirin gereği yok. Ailemi bir arada tutamadım, çocuktum demek saçma geliyor artık, bir şeyler başarmam gerekirdi. Arkadaşlarımı kaybettim, ilgisiz ve nefret doluydu içim, bu da benim hatam elbette fakat onlar da sütten çıkmış ak kaşık değillerdi, ne önemi varsa artık. Öfke ve kibirimde boğulurken bir kadın çıktı karşıma, eziyetler, hakaretler, yapılmayacak ne varsa yaptım. Bozmak istemedim yalnızlığımı, güzeldi işte, bir başıma hayattan şikayet ederek yaşayıp gidiyordum. Hayatıma aldım onu, herkesten, her şeyden çok sevdim. Gözlerini, saçlarını, tenini öylesine sevdim ki, dünyadaki hiçbir kadın, hiçbir erkek onun yerini dolduramazdı, hiçbiri o sıcaklığı hissettiremezdi. Şaşırtıcı olmayacak, onu da kaybettim. Ruhuma işlenmiş bu nefret ve kibir, hiçbir zaman bırakmadı beni, bırakmadı ki bir kadını seveyim, aile olmak isteyeyim. Her biri kendimi kandırmaktan ibaret olan, saçma iyimser düşlerdi. Bir anlamı yok artık, babama ya da hayatıma aldığım kadınlara kızmanın, suçu onlara atmanın kime ne faydası var? Benim aptallığım, benim başarısızlığım. Ailemin dağılmasına engel olmalıydım, sevdiğim kadını kaybetmemeliydim. Birkaç gündür camiye gidiyorum, hep gidip düzenli olarak namaz kılmak istemiştim, denemekten zarar gelmedi. Birkaç dayıyla tanıştım, tabutumu taşırlar belki. Sanmam, arkamızdan dua edenler olur. Biri çıkar, çok genç adamdı, çok temizdi, Allah rahmet eylesin, der. Genç gözüksem de çoktan ölmüş bir adamdım, kirliydim. Vücudumun her noktası kirliydi, ellerim daha beterdi. Şiddet, hırsızlık, haram, ne varsa görmüştü ellerim, bir anlamı var mıydı? Ölüyorum, belki birkaç gün, belki bir iki haftaya. Nefret ve öfke var içimde hala, ölürken bile nefret doluyum. Böyle olmak istemezdim, bu da benim başarısızlığım. Kabul edilmek, sevilmek, verebildiğim değeri geri almak isterdim, mutlu olmak isterdim, bir gece bile olsa huzurla uyumak isterdim, güzel insanlar, bu da sizin başarısızlığınız.