“Merhaba. Sen benim yeni güncemsin. Ben her güncesine bir isim koyup o isimle hitap ederek içini dökenlerdenim. Senin adın ne olsun diye D&R’dan senin paranı ödeyip çıktığımdan beri düşünüyorum. Sonunda sana bir isim buldum. Umarım hoşuna gider. Hadi ama çatlatma da ismimi söyle dediğini duyar gibiyim. Merak etme, söylüyorum. İsmin “Manuşak.” Ben yayla çiçeği miyim? Neden bu isim gibi sorularına verecek cevabım, renginin mor olması. Manuşaklar da mordur ve belli zamanlar tüm ihtişamlarıyla yaylaları süsler, sonra kaybolup gider. Anladığım kadarıyla sen de temmuz ve ağustosu devirip gideceksin. Sayfa sayından bunu anlıyorum. İşte bu yüzden bu isim. Hayatıma hoş geldin.”




Manuşak,

Bazen sessizliğin içindedir en acı çığlıklar. Bazen bir gülümsemenin ışığıdır, bütün karanlıkları aydınlatan. Yağmurun şiddeti anlatır çiçeklerin hüznünü. Papatyanın beyazlığındadır bütün masumiyet. Bir kelebeğin kısacık ömrüdür hayat ve sen o kelebekten korkarsın. Sonun onun gibi olacak düşüncesi kemirir aklını. Ve hayatı paylaşmaktır sevgi. Hiç karşılık beklemeden ve sınırsızca karşılık göstererek. En umulmadık yerlerde gizlidir mutluluk. Bir dağın tepesindedir bazen. Bazen de bir çift gözün derununda. Bir bakarsın yıldızlar kadar uzaktır. Bir bakarsın gölgen kadar yakın. Onu arayıp bulmaktı başarmak. Başarmak her şeye rağmen ayakta kalmaktı. Peki sen ayakta kalabildin mi Dilara?





Dipnot: Tırnak işaretli kısım güncemin ilk sayfasına düştüğüm not ve Manuşak diye başlayan ise güncemin ikinci sayfasına düştüğüm 8.07.2023 tarihli hislerimdir.