ve gün gelir, öyle bir gün

bir bakmışsın yoldasın

ne gürültü var ne sessizlik

ince bir tını, korunmaktasın...


geçer, aşkım, güçer yüz yıl

hem, ne ki o: bir kum tanesi

çevrildi saat, akıyor kumlar

akıyor canlı kanlarının şelalesi


ne de zordur yola çıkmak şimdi

geri gelmeyecek bir şey bırakmalı

ve terk edip gitmeli onu orada

kurtulup yollardan yola dönüşmeli


attı mı tepen fırlatmalı her şeyi çöpe

ne rahibeler, ne orospular kurtarır seni

sen bile acizsin kendi bataklığında

bin el uzatsan da bir parçanı alamazsın geri


bu yüzden kal orada battığınla

alabildiğine çırpın, boğul, bat

ama bir kez kurtuldun mu, yaklaş şöyle

al çamurlu gövdeni, adımlarını yola kat