Kekremsi ellerinle nasıl da farkında olmamıştın dokunup geçtiğinin
Bilinenin dışında idim
Dağ menekşesi ve Mavi ardıç gibi
Ötüşümün çığlığı
ve sokulmadan alınamayan kokumla kalakaldım
Sesine susadım
bir daha "Tuğba" demedin
Tanrıyı bulmuş bir coşkuyla gezindiğim kütüphanede
Yine kaybettiğim O
Ne çok sesin var Tanrım!
Maskülen ve hisli
Önü görülmeyen yolların içinden
Uzak, yakın, sisli
Herkes gibi
Hiçbir şeyin erişemeyeceği gibi
Kendimi ne kadar soyuyorsam üzerimdeki erillikten
Kirazlar çiçekleniyor uzaklarda
Sesinin ışığı sesim oluyor Tanrım!
Ve boynundan uzanan ellerim olsaydı
Bitmezdi bir an için ömür dediğin
Sığdırırsın yek pare bir yürekle ayaklarımı mevsimine
İstemesem de yoluna çekilir yolum
Unuturum
Keşmekeşi, hileyi
Güzel olan ne varsa sende birikir
Gözlerimle yudumlarım anıları
Ne kadar ilginç ki
Hiç haberin yok bunlardan
Belki senden biraz azade olsam
Doru kalbimle tekrar koşacağım yanına
Bir bayram günü çocukça
Tuğba Timurlenk