Bazen kaçmak istiyorum buradan, kapıdan çıkıp uzaklara gidemeden uyuyakalmak istiyorum. Bazı şeylerin farkında olmak, gerektiğinden fazla gerçekçi olmak beni her gece tedirgin ediyor. Soğuk yatağıma girdiğimde, hissettiğim şey huzurdan ziyade beni içten içe yiyip bitiren bir yalnızlık oluyor. Yoruluyorum, ağlamaktan gözlerim kuruyor ve yeni bir sabaha uyanıp tekrar gülümsüyorum. O alaycı, sahte ve umursamaz gülümseme yayılıyor suratıma. Kibar kelimeler, anlayışlı baş sallamalar buna eşlik ediyor. Ne bir insanın yüzünü görmek istiyorum, ne de bir insan ile konuşmak istiyorum. Öylesine alıştım ki bu yalnızlığa, beni dış dünyadan koruyabileceğine inanıyorum. Tüm o sahte ilişkilerden, aptal sözlerden ve yapmacık insanlardan koruyabilecekmiş gibi hissediyorum. Bir zamanlar uykuya dalmadan önce hayal ettiklerimi istiyorum, tekrar gökyüzündeki bulutları saymak istiyorum. Bir yandan kendimi karanlık bir şatoya kapatıp yüzyıllar boyu kimseyle görüşmemek istiyorum. Soğuk yatağımın beni kavrayıp ısıtmasını, o çocukluk hayallerimin ve rüyalarımın geri gelmesini istiyorum. Bazen de yatağımda binlerce iğne olsun istiyorum, yavaş yavaş etimi delip kanımı akıtsınlar, bana yaşamın acı verici zevkini tattırsınlar istiyorum.