Yağ bidonlarından araba,

ağaç dallarından atları vardır, bazı çocukların.

Ve çıtalardan kılıçları.

Pantolonlarındaki yama, modanın moda olmadığı dönemlerden.

Hayat, bol gelir kimilerine,

Komşu abilerin elbiseleriyle büyüdüklerinden.

Kocaman yürekleri emzirilmiş çileyle.

Buruk hatıralarında leylak kokusu

Silüetler belli belirsiz

Köşebaşlarında bir vicdansıza yakalanma korkusu.

Erik, şeftali aşırmak adetten.

Yüreği yerinden çıkar güvercinlerin, uçurumun kenarından düştü düşecekken.


Sevmek çarşı kadar uzak gelir kanatlarına.

Çaresiz bir anne dokunuşu,

yahut emek yorgunu baba.

Dokunan neydi yüreklerine acaba?

Zaman cellat, bir bir indirir kırbacı umutlara.

Yine umut çıkar heybelerden.

Ölmek adetten, can vermeden

Tebessümler bağdaş kurmuş hüzünlerle oynaşır.

Yokluk imtihan olmakta varlıkla.

Varlıkları, çarmıha gerilmiş iki; bilemedin üç misketle.


Elleri var bazı çocukların hiç el değmemişinden.

Kirlidir çünkü elleri

Dokunmayın, onlar mikroplu!

Kalpleri kirli kokonalar, baştan ayağa gözlerini devirirler.

Dünyaperestler!

Karantinaya mı alınır melekler.

Bir kalıp sabun az da su

Günahlarınızı pür ü pak ettiniz doğrusu.



Ve terler elleri bazı çocukların

Bilmezsiniz

Hüzünleridir oysa akan avuç içlerinden.

Zengin çocuklarına rezerve edilmiş bir sınıfta nasiplerine arka dörtlü düşer.

Muavin, kitap paraları diye bağırırsa şoför mahallinden.

Gözyaşlarıdır parmak uçlarından süzülen.

Beslenme çantası yok amma velakin matara ağzına kadar dolu.

Bedava değil mi sanki su.

Gurur, menfaat ya da mevki için satılan sevdaları görmüşken.

Yoksa su da mı paraylaydı gerçekten.



Güvenmek sırat.

Aşağıda beklemekte zebaniler,

Böyle çocukların kaderine kazılıdır, güvendiklerinden yedikleri çelmeler.

Zordur bir kucağa baş koymak.

Saçların maksadı okşanmak değil.

Böyle hayata ancak bir kez güvenilir.

Lakin her çocuk düşer bir kez de olsa, süslü püslü bir ağa.

Katil işveli.

Öpüşlere sarmalanmış zehirler.

Kapanlar kurulmuş itinayla saçlara.

Tatlı sözlerden kan damlamakta.

Böyle çocuklar,

kınalarını sürüp de gider,

kurban pazarına.


Öpmek gerek bazı çocukları.

Sevmek gerek.

Gönüllerinin merkezini istila gerek.

Ve terk etmek.

Çünkü bazı çocukların ölmesi için sevmeleri gerek.