Annem hep demişti yuva bozanın yuvası olmaz, seveni sevdiğinden ayıran daima sevdiğinden ayrı kalır. Başkasının canını yakarak mutlu olan daimi mutluluğa erişemez. Başkalarının özgürlüğünü engelleyen daima esarette kalır. Zor ile başkasına sahip olmak isteyen kişi sevgiyi bilemez.


İşte sırf o yüzden kuşların yuvalarını bozmadım, karıncaların yuvalarına ateş atmadım. Seven sevdiğinden ayrı kalmasın diye hiç koparmadan sevdim gülleri ve diğer rengarenk çiçekleri. Hiç sade güzelliğin temsili olan papatyaları koparıp seviyor sevmiyor yapmadım. Hiçbir kelebeği, kuşu yakalayıp kafesin içinde bir hapishaneye mahkum etmedim, zor ile onlara sahip olmaya çalışmadım. 


Annem dedi çünkü bana. Her şeyi anlattı; mutluluğun, özgürlüğün, en çok da sevginin sonsuz olanını istiyorsan sonsuz bir merhamet içinde yaklaşacaksın her şeye.