Yüreğim...
Bir tabur askerin yürüyüşü gibi
Geçiyor üzerinden gecenin
Karışıyor yağmur kokusuna,
Sensiz uyanma korkusu!
Sessiz, kırgın, hilafsız…
Evsiz insanlarıyla sokaklar...
Cilalı taşlarıyla caddeler…
Koca şehir yorganımın altında…
Yine de boş ve soğuk nemli yatağım…
Düşünmek anlamsız
Tutar mıydı senin yerini
Baca baca tüten sıcaklık
Kapıdan şimdi gireceksin ümidi de olmasa
Büsbütün donacaktı kucaklarım
Vuruyor gongu saatin
Şarapnel parçaları gibi insafsız
Gece gece üstüne biniyor sanki
Neden gün bu kadar sabahsız
Çalıyor radyoda inadına hüzzam
Masamın üstündeki soluk resmin
Elbisen koltukta gittiğinden beri
Ağzımda bir nakarat öyle cansız
Üç gündür bitmeyen ekmek
Yanında küflü lor peyniri
Okuyacak kitap da kalmadı
Dokunacak bir nesne de!
Yahu ne kadar da ahlaksız...
Boğazına kadar batmış,
Ayaklarına kadar buz kesmiş,
En yüksek bedelden yalnızlığım...
Ucuzundan dost bile imkansız
Biter gece başlar sabah…
Biter mevsimler, biter ömür…
Geçtim teninde bir ben olmayı
Düşümde bir kez daha görmeyi...
İstemek çok mu yararsız…
01.02.2019
Selçuk çatalbaş
2021-11-01T17:36:05+03:00İşin doğrusu dilbilgisi düzenlemesi yapmadım henüz.Eleştiri için teşekkür ederim.. Fazla kullanmayacağım bundan sonra..
Pollyanna
2021-11-01T17:30:34+03:00üç nokta kullanımının fazlalığı inanılmaz göz yoruyor ve niteliği de düşürüyor bence, naçizane eleştirim.