Beşinci sabahtayim bu gün.

Günlerden pazartesi galiba.

Herkes bir dinlenme sonrası gelen

 o çalışma isteksizliği ile otobüs bekliyor duraklarda.

Etrafımda bir kaç insan geçiyor.

Nefes alışlarını seziyorum.

Yeni fırçalanmış dişler sanki hava ile birleşip 

burnumda naneli bir koku bırakıyor.

Ayak seslerimin ritim tutmasına kulak veriyorum.

Tanrım bu nasıl bir rahatlık.

Aynı ayak sesi çok farklı duygulara sokabilir insanı,

Farklı ortamlarda.

Ve tek mutlu ettiği vakit sabahın sessizliğinde ki sesleridir.


Sefa ,Sefa diye sesleniyorlar,

Günün ortasına nasıl geldiğimi bilmeden.

Uyanır gibi oluyorum,

Gözümü açınca kamaşıyor.

Arkadaşın keli ile göz göze geliyorum bir an.


Büyük ihtimalle yorgunum ve hazmedemiyorum,

İnsanlar geçiyor yanımdan 

Konuşmaya azmedemiyorum.