Ben bu kara parçasında olalı

Dünya güneşin etrafında tam 23 tur attı doğru

Ama yaşın yıl birimiyle ölçülmesi hiç de doğru gelmiyor bana

Bazı günler oldu ki sanki 3 gün sürdü

Bazı yıllar, dünya güneşin etrafında dönmeyi bıraktı resmen

Bazı yıllarsa döndü ha döndü

Dedim ki bir an asla durmayacak dönmesi

O yüzden yaşım 23 değil benim

Yaş belki de bir insanın döktüğü gözyaşlarının hacmi olabilir

Ya da boynu bükük birinin omurlarının açısı

Yaşı şimdi ne ile izah etsem eksik kalır doğrusu

 

Bir kırgınlık var ki içimde

Hiç de 23 yaşındaymış gibi değil mesela

Nasıl anlatsam…

Zorunlu bir tokgözlülük haline sokuyor beni

Öyle ki şimdi ne gelse başıma kolay kolay kıramaz beni

Düşüremez omurgamdaki direği

Oturur bir çorba kaynatırım ona

Kavanozdan mercimekler taşar inanamazsın

Acı bereket olur, arkadaşlarını da çağırır yanına

Sımsıcak yünden bir döşek sererim onlara

Kaç acıya baktım biliyor musun böyle?

Biri hariç hepsi vefasız çıktı neyseki dönmediler geriye

 

Hani sevdiğim insanı 40 yıl göremesem gıkım çıkmaz bu yüzden

Sızlasa da canım, gözlerim dolsa da durup durup

Olsun derim

Çok sevdiğim şeyleri çok göremedim çünkü ben

Yine de bırakmadım bir an bile sevmeyi

Son nefesimi vermeden vazgeçmem kolay kolay

Sadece susarım

Çünkü sevgi böyledir ve ben sevmeyi çok iyi bilirim

Mesela çok sevdiğim bir insanı 20 senedir göremiyorum

Gıkım çıksa bile duymuyor

Kaç sesi gömdüm bu yüzden ses tellerime

O yüzden demesem de olur özledim diye

Ama özlemiyor muyum

Özlüyorum, hem de çok, dinmezce özlüyorum

Özledikçe daha bir buruluyor karnım iki büklüm oluyorum

Özlediğim bir şehri görmeyeli 12 yıl olmuş…

12 yılda yalnız bir kere gördüm rüyamdaysa o yeri düşünsene

 

Çok özlediğim günlerin sabahında sancılarla uyanıyorum

Sabah kuşu “şiir şiir” diye ötüyor tepemde

Yağmurdan sonra kuşlar öterse

O gün güneş batana kadar yağmur yağmazmış

Keşke şiirler de yağmasa

Ama gök gürültülü bir yağış olarak düşüyorlar içime

Kuşlar her öttüğünde


Siz böyle bir insan olmayın sakın

Olsunlarınız az olsun, “u”ları ise biri aşmasın

Nezaketli istemeyin hiçbir şeyi

İnceliklerin ilmeliğini sökün bir bir

Sizi daha iyi tanıdıkça ve sevdikçe endişelendirmeyin insanları

Neme lazım çok iyi bahane ederler bunu

Yapılacaklar listenizin sonuna terk edilmek eklersiniz

Ve listeyi sondan başlarsınız gerçekleştirmeye

Sonrası hiç kalır

Benim avcum boşlukları taşımaya alışık

Ama sizinki alışmasın

Dolu dizginsiz bir sevgiyle dolsun avuçlarınız

Taşacak bir yeri olsun

Sahi unutmadan, bildiğiniz şeylerin taşında yalın ayak gezmeyin sakın

Rezene stokları azalmış ülkede


Böylece en nefret ettiğim şeyi yapayım ben de

Yapmayınca da bir halt olmuyor bakın

Hadsiz olmaya devam edin lütfen


Durun!

Hadsiz tavsiyelerim bitmemiş daha

Sonra boktan teselli cümlelerimi de sıralarım merak etmeyin

Sessizliği yanlış yerlerde kullanmakta üstümüze yok nasıl olsa

O yüzden devam ediyorum izninizi almadan

Malum prosedür böyle


Bir suya bakıp ağlamak da gelmesin içinizden

Rüyanızda hasret gidermeyin hiçbir yerle

Küslüğünüzü bilmeyen birine küsmeyin ya da

Sırf rüyanıza gelmiyor diye

Tamah edin, sesiniz çok çıksın

Öylesinin kazancı bol oluyor belli ki

Yoksa nerede?

Her gün her yoluma düşene, kurda kuşa, börtü böceğe

Odamda uçuşan toz tanesine bile

Dilediğim güzel dilekler

En içimden, kendime diler gibi dilediğim

Hani nerede?

Yoklar işte

Yoklar…

Sevdiğim yok

Annem yok

Dayılarım, teyzelerim

Şen şakrak aile yemeklerimiz yok


Yoklukları bile yeter gerçi, buna da şükür

En azından yoklar

Varlıklarıyla bütün anlamları kirletebilirlerdi de

Böyle iyimserliğe nasıl sövsem bilmiyorum ki

Tanrıya nasıl kızsam!

“Senin duan makbul kızım…” diyen bir ihtiyara benziyor tanrı gözümde

“Öyleyse söylesene niye kabul etmiyorsun?” diye bağırmak geliyor içimden

Sonra dizlerine yatıp kabul etmesi için ağlamak

Böyle çaresizliğe bir başlasam…

Bitmeyecek çok şey var içimde


Benim artık bir memleketim de yok biliyor musun

Bütün akrabalarım biraz canımı sıkıyor bu yüzden

Yaz tatilinde orada olmalıydım oysa

Krem rengi pardösüsü ile karşılamalıydı beni babaannem

Torunun çocuğuyla tanışmak için sabırsızlanmalıydı…

Ama ben bir çığlık büyütüyorum içimde

Öldükleri gün götürüp tanıştıracağım onlarla

Böyle sevinç daha önce hiç görülmemiş olacak

Oysa ölüm olmamalıydı sevincin kardeşi


Olmaması gereken çok şey oluyor gerçi

23 yaşında bir şair olmamalıydım örneğin

Örgüleriyle borç ödeyen yaşlı kadınlar olmamalıydı dünyada

Anlaşılmayan, güzelliğine yalnızca uzaktan hayran olunan

Sanat eserleri üretmemeliydi sanatçılar

Ya da zanaatçılar

Yalnızca kelimesini her yazışımda

Yalnız bir şekilde anlamını taşımamalıydı kelime


Mesela ben kendimi ne zaman bir kapı gibi hissetsem

Dimdik ve sağlam

Ancak dış kapıya mandal olabiliyordum

Hatta imkansız çamaşırları asmak için en ideal mandaldım

Fakat bu olmamalıydı sevgimin metaforu

Üşümekten titremeliydi içim

Kırılmaktan hipotermiye girmemeliydim geceleri

Cereyancı tabelasındaki “cı”nın ayrı oluşu gibi hissetmemeliydi güzelliğim

Gururla taşınmalıydı dantel farbelalarım


Aynanın karşısına geçip çok ağladım bu sabah

Furuğ gibi

Gülerken tüm yüzümüz ve gövdemizle güleriz

Biz ağlaması da gülüşü kadar içten ve yürekten insanlarız

Sevmek nedir bildiğim için omzumdan öptüm sonra kendimi

İnandığım şeyin arkasında duruşuma gururlu gözlerle baktım

İçime dolmuş olan hayat gözlerimi de doldurdu

Aynaya bakıp gülümseyerek ağlamaya devam ettim

Gamzelerim bile yaşam doluydu


Bir hikaye daha bitiyor ve bir şiir daha doğuyor böylece

Bu cümleleri artık şiir yazmaya küskün bir çocuk olarak yazıyorum

Gövdesinde 23 yıllık sonbahar hüznü barındıran bir şair olarak

Çünkü içi boş kuşları kovaladım

Ve hemen bugün küsmek için bolca sebep topladım herkese

Düşündüm de çukur yerlere doldurduklarımızdır belki de yaşımız


Hülasa yaşım 23 değil tüm bu sebepler yüzünden

Ve 23 yaşında birinin yaşaması gereken şeyleri

Yaşamak zorunda değilim gereğince

Rica ediyorum ve diliyorum

Cesaretiniz bol olsun lütfen

Kimsenin iyiliğini ne de güzelliğini bahane etmeyin istememelerinize


Dışarda gri battaniyesini çekmiş bir gökyüzü

Ufukta kara bir kış görünüyor diyor denizciler

Yüreği fazla üşütmemek lazım

Sıcaklığına ihtiyacımız olacak daha

Bakın deniz kabuklarının yaşı

Katlanan küfeleriyle orantılıymış

Yüreği bir denizci kadar sert ve serin tutmaya mahal yok

İçim çok huzurlu, sizin de olsun

Olmayan insanlara alışılmaz zaten

Kelimelere alışılır

Neyseki onlar hep benimle

Olmayan bir insan mı yoksa boş bir kağıt mı?

Tüm küslüğüme rağmen

Boş bir kağıdı hep daha çok tercih edeceğim muhtemelen