Kim ne derse desin sevmeyeceğim bu gezegeni ama bir seması var ki gözlerimi alamıyorum; o masmavi boşlukta bir bulut olmak, çocukların çizdiği manzara resimlerini süslemek istiyorum. Hoş gerçi ben de belki bir bulut gibi hayatın olağan akışında, bu monoton koşturmacada bir o tarafa bir bu tarafa savrulup duruyorum ama bahsettiğim şey bu değil. Hayır; kesinlikle değil, ben uçmak istiyorum! Bir kuş gibi kanat çırparak değil, bir uçak gibi litrelerce yakıt yakarak hiç değil; sadece bulutlar gibi hiç yorulmadan, direnmeden yükselmek istiyorum. Rüzgârlardan dolayı savrulsam bile en azından bu kısacık ömrümün tadını çıkarmak istiyorum, bulutlardan yağmur yağması gibi ben de üzüldüğümde gözyaşlarımı hiçbir kaygı duymadan dökebilmek istiyorum çok mu? Çok galiba, yeryüzünde ona da müsaade etmiyorlar. Ağlıyorsun, timsah gözyaşı diyorlar; mutlu hissediyorsun, üzüyorlar; güçlü kalmak istiyorsun, yoruyorlar ve bütün bunları gerçekten başarabiliyorlar biliyor musun? İçlerinde saf bir nefret var ve çok şeytaniler, ben bulutlar gibi nezih olmak istiyorum. Bir de temiz olmak istiyorum, tüm günahlarımı bırakıp hafiflemek; yerkürenin taşından, toprağından uzakta belki de güneşin ufku delen çekici kızıllığında pişmek, kendi yağımda kavrulmak istiyorum. İnsanların gıybetlerine konu olmaktan canım yanıyor, artık sadece bir güzelliğin arka planı olmak istiyorum. Birazcık huzur istiyorum, o mavi sükûneti istiyorum. Yanlış anlaşılsın istemiyorum, hazır olsun demiyorum, icap ederse savaşabilirim; sadece kendi savaşlarımı vermek, kendi olmak istediğim şeyi olmak; bir bulut olmak istiyorum!


Bulutlar…

Bulutlar güzeller…

Ben bir bulut olmak istiyorum…

Tanrı'm, umarım cennetinde bulutlar da vardır…