Her şey nasıl güzelmiş oysa

Sobalı evimizin yolunu tutmak,

Radyoyu açıp acaba hangi şarkı çalacak diye

Heyecanla beklemek.


Ağlamak

Ağlamak bile güzelmiş eskiden,

Kanayan dizini tutup annene koşmak.

İşte burası anne, işte burası...

Ya şimdi, şimdi öpsen geçer mi anne?

Hangi yaramdan öpeceksin, hangi birinden?

Hepsine şifa saçabilmen mümkün mü?

Kahrolsun,

Kahrolsun beni sana getirmeyen yollar.

Kahrolsun bu gece ve bu dünya.


Hani büyüyünce elimde bir değneğim olacaktı,

Salladığım anda her yerde çiçekler açacaktı.

Büyümek bu mu?

Hevesle beklediğim günler bunlar mı?

Meğer ne sancılı şeymiş.

Tek istediğim, arkama yaslandığımda ayaklarımın yere değmesiydi.

Oysa ben,

Ben yaslandığım duvarların çökeceğini

Bilemedim ki.


Konuşmak istiyorum,

Bağırmadan, haykırmadan, sessiz sessiz...

Susun artık!

Dinleyin beni!

Dinleyin gözlerimi!

Görmüyor musunuz?

Hayallerimi nasıl da astılar darağacına!

Kıvranıyorum, düşlerim acıyor.

Yalnızca

Konuşmak istiyorum.

Kapılar kapanıyor yüzüme

Bugün son dostlarım,

Açın perdeleri.


Sonralardan bahsetmek istiyorum,

Savaştan sonra, barışa varmadan

Bir el var boğazımda,

Adına hasret diyorlar.

Sonralardan bahsetmek istiyorum,

Bayramlardan, sardunyalardan,

Bedenime ok gibi saplanan kahkahalardan.


Açın yolları,

Takın kelepçelerimi,

Ben de büyüdüm.