Bu sabah sordum kendime bu soruyu, düşündüm biraz sonra;

Fark ettim ki; sürekli aynı şeyi tekrar eden bir anneyim bence bir kere. 

Şöyle ki;

Yatağını ve odanı topla, dişlerini fırçala, kardeşine bağırma, elindekiyle bari vurma. Nesini beğenmedin bu kez be yavrum, bakmadın bile tadına..

Değiştir şu izlediğin saçma şeyi kızım, ne olur kalk, piyano çal biraz da. 

Oğlum, sen de biraz kitap oku, kızım yeter, bırak resim yapmayı da artık ödevini tamamla..

Duşunu al, saçını tara, çantanı hazırla, hadi geç kalıyoruz okula. . 

Arkadaşınla teneffüste, öğretmeninle derste konuşmayı sakın unutma. 

Abur cubur çok yeme, kimseyle itişme. 

Saat kaç oldu lütfen uyu artık, sabrım bitmek üzere...

Ezberlenmiş bir replik gibi. Biraz uğraşırsam hatta kelimelerdeki kafiyelerle, güzel bir rap sarki sözü çıkar gibi bile duruyor aslında.  


Ama sadece boyle bir anne tabii ki değilim, başka bir tarafım da var. Farklı bir dil gibi sanki. Sessiz bazen.. 

Örneğin sürekli sarılıp öpen de bir anneyim .

Sevdiğimi de çok söylüyorum sanırım.

Her birinin nelerden hoşlandığını bilirim çoğu zaman. Bakışlarındaki en ufak değişik duyguyu bile tanıyorum nedense. Aslında beni üzmek istediklerinden değil, sistemlerindeki farklılıkları da, aynılıkları da bazen bana, bazen dünyaya göstermek istedikleri için sadece ol'maya çalıştıklarının farkındayım . Hele "Annem" derken çıkardıkları frekansı öyle çok severim ki, hiç bir melodiye de değişmem. Hastalıkların düşünceyle başladığını ve bittiğini öğrendiğimden beri, yaralarını öperek, ateşlerini üfleyerek geçiririm hep, onlar da bunu bilir ve bana gelirler direk.. Daha önce hiç tatmadığım bir biçimde olduğu için olsa gerek, beni sahiplenişlerine hem çok şaşırdım, hem takdir ettim oğünerek.

Yeteneklerini gördüğüm her şeyi denettim, bazen sevdiler, bazen de başarıyı görüp o halde bilde sevemediler... 


Küçücük hediyelerle, gülümseyişlerini seyretmeyi severim bir de. Hoşlanmasamda bazen istediklerini yapan tarafımı da seviyorum, bazen de onlar benim istediğimi yapamadıklarında diledikleri özrün o eşsiz tadını da aslında... 



Hepsiyle birlikte, ahh!, bazen de çok yorgun bir anneyim..

Her gün aynı şeyleri tekrar eden bir anneyim çünkü.

Bitmeyen çamaşırlarım, hiç toplu duramayan odalarım var benim, 

Eşyalarım kırık dökük, duvarlarım pastel boyalı resim defteri kâğıdı dolu. 

Hepsinin canının istediği yemeği yapmazsam aç kalırlar diye hâlâ korkuyorum mesela, 

Kurstan kursa koşturup durmaktan, senelerdir ilk okul yolu arşınlamaktan, telefonumu bile özel kullanamamaktan çok sıkıldım gerçekten.

Çok konuşmaktan, anlaşılmak için örnekler bulup durmaktan, erdemlerini kazandırmaya çalışmaktan sıtkım sıyrıldı. Ve akşamın saat dokuzunda,iyi ki yastığa başımı koyar koymaz uyuyorum diye sevinirken buluyorum kendimi, üzülüyorum sonra. 

 ...

Her neyse işte, fazlası var eksiği yok bilen bilir. 

Hal dert bilenlerden isen soruyorum sana, inan ki ben karar veremedim:

Ben kötü bir anne miyim ?