canım bak ben kötü birisi değilim
kötü birisi olmak istedim ama
babam buna izin vermedi
ciklet çalamadım bakkaldan
kuş vuramadım hiç günah diye -iyi ki de vurmamışım-
sadece birkaç sümüklü böcek ezdim dağda bayırda -keşke ezmeseydim-
elimdeki kocaman yapış yapış taşla
koltuğumun altına sıkıştırıp kinle yumruklayamadım birilerini
çocuk acımasızlığını tadamadım -iyi ki de tatmamışım-
ama bak çok dayak yedim şu arka sokakta
arkadaşım elindeki cam parçasını yere atıp kaçtı
gelip kimse de aralamadı
canım bak babama da söyleyemedim ikimiz de çok gençtik
o gece üzerimi örten kimdi seçemedim tavuk körlüğünden
o arkasını dönüp giderken sırtından öptüm onu
o her kimse işte canım
hatırlamıyorum
hisli bir çocuk olmak istedim ama
babam buna da izin vermedi
gece yarısına tam on dakika kala
ciğerlerime dolan dumanı tahliye etmek için çok az vaktim varken
zifte bulanmış bir serçe bedenimden ayrılıyor
anlayamıyorum nereden peyda oldu
kovalamaya da hiç mecalim yok
bunlar olağan durumlar hep canım
bazen kendini şair gibi hisseden
boktan insanların içinden kopup giden bir serçe olur
ve
acımasız piçin biri o serçeyi vurur
Onur Demirbaş
2020-05-31T18:12:35+03:00güzel yorumun için çok teşekkür ederim muhammed :)
Muhammed Dalpalta
2020-05-31T12:06:12+03:00Daha öncesinde bu sitedeki bir şiiri düz yazıya kaçtığı için beğenmemiştim. Sizin şiiriniz de aynı sorunu yaşıyor. Buna rağmen işlediğiniz konunun beni etkilemesinden mi bilmiyorum okurken çok hoşuma gitti. Hitap sözcükleri klişeye kaçtığı için ve küfrü sanatın kutsallığına aykırı gördüğüm için pek sevmem. Öte yandan bu sanatsal tercih. Kaleminize sağlık. Güzel olmuş.
Onur Demirbaş
2020-05-30T23:57:03+03:00teşekkür ederim :)
Aslı
2020-05-30T19:59:52+03:00Şiir hoşuma gitti.🍀 Kaleminize sağlık.