savrulmak bir çıra gibi, istedikçe dimdik durmak
çınar gibi.
bir avuç ve bozkır toprak, nice gözü örtüyorken
kolay gibi,
görünmüyor.
anlatmak isterken görünen bir köy gibi, kılavuzum da yetmiyor.
benim umudum senin kılavuzundan büyük
özenle sarmalanmış,
bir kundak gibi, sandığımdan çıkmıyor.
bizim tarihimizle sizin tarifiniz bir değil
kumar gibi,
kazanmıyor.
yorulmak bir emek gibi, harcadıkça yok başarmak
ameline sahip çıkmak ve bir sorumluluk almak
bedel tabi,
ödenmiyor.
benim bedelim senin cezandan büyük
toprağımda yazılmış,
bir kader gibi, sınırından çıkılmıyor.
bizim talihimizle sizin galibiniz bir değil
cezam tabi,
çekiliyor.
doğrulmak bir insan gibi, düşündükçe yok yol almak
ama bazen yolda olmak,
önemini kaybediyor.
hatırlamak erdem tabi,
ama tek bir kez yetmiyor.
çünkü gerekeni yapmak,
rahatını risk ediyor.
neden tabi,
sorulmuyor.
benim sorduğum senin cevabından büyük
zarureten alınmış
bir görev gibi, sıyrılanlar kar sanıyor.
bizim tabirimizle sizin yaptığınız iş değil
deden gibi,
çekilmiyor.
soğumak bir nefret gibi, demlendikçe çok zor atmak
sana kim; ne, kolay dedi?
kaçmakla kurtulunmuyor.
geçmişin bir simsar gibi, geleceğini kolluyor.
aranı buluyor tabi,
kaçanı da susturuyor.
aracınsa hiçbir zaman, hak ettiğiyle doymuyor.
benim halkım senin sevdiğinden büyük
yıllardır alınmamış,
bir hak gibi, direnmiyor.
bizim tacirimizle sizin ettiğiniz kar değil
haraç tabi,
ödeniyor.
kovulmak bir şeref gibi, duyuldukça yok kul olmak
safi hakikatten kaçmak, dokuz köyde kör geziyor
benim gözlerim senin gördüğünden büyük
kor ateşte harlanmış,
bir demir gibi, ilk bakanlar toz oluyor.
yakar tabi,
değilmiyor.
hakikatin telaffuzu kalabalık edilmiyor.
harabenin sefaleti, samimiyetten doğuyor
güneşin doğduğu yerde hava erken kararıyor
benim akşamım senin ezanından büyük
meydan gibi,
okunuyor.
kıyametim zile bassa, kahyam olup keyfediyor.
benim allah’ım senin taptığından büyük
günah gibi,
af olmuyor.
benim inkarım senin imanından büyük
araf gibi,
kalınmıyor.
yok olmak ve huzur bulmak, mümkün müdür bilinmiyor
benim esamem senin okuduğundan büyük
sövdün diye,
yok olmuyor.
benim enkazın senin yıktığından büyük
imar gibi,
edilmiyor.
benim alacağım senin borcundan büyük
faiz bindi,
düşemiyor.
benim derdim senin cürmünden büyük
düşsen bile,
çözülmüyor.
bağ kurmak ve güven duymak, sgk’da yapılmıyor.
bir milletin azizliği,
tck’da gün sayıyor.
benim kaybım senin çaldığından büyük
hayal tabi,
sayılmıyor.
benim hayalim senin kırdığından büyük
hayat gibi,
yaşanmıyor.
benim kaybım senin zararından büyük
sen gül diye
edilmiyor.
benim ufkum senin çizginden,
benim fikrim senin zikrinden büyük
biat gibi,
baş eğmiyor.
benim kararım senin koltuğundan büyük
bencil gibi,
verilmiyor.
benim kuşağım senin göğünden büyük
hazinesi,
bulunmuyor.
bizim katilimizle sizin vacibiniz bir değil
fail belli,
bulunmuyor.
benim yolum senin döndüğünden büyük
sılam gibi,
varılmıyor.
benim tokadım senin attığından,
benim vatanım senin sattığından büyük.
bir zar gibi,
atılmıyor.
sükûnet ve mecbur kalmak, zaruretten susulmuyor.
benim ahkamım senin kestiğinden büyük
haykırmak ve özgür kalmak, riyakarca yapılmıyor.
yalan tabi,
eksiltmiyor.
bizin takdirimizle sizin takviminiz bir değil
bizim köyde çeyrek asır, tamamına kast ediyor.
zaman tabi,
ölçülmüyor.
benim dostum senin küstüğünden,
senin çukurun benim düştüğümden büyük
vurdum gibi,
görünmüyor.
senin hedefin benim gençliğimden,
senin keyfin benim kederimden büyük
yurdum seni,
hak etmiyor.
Murat Kabakçı
2023-06-02T12:36:05+03:00Çok teşekkür ederim güzel yorumun için
Merve
2023-06-02T01:13:12+03:00"Favorilere al" butonu olmalı bence. Dönüp dönüp okumalı şiirinizi. Kaleminize sağlık.