Haykıracak nefesim kalmasa bile, ellerim uzanır olduğun yere gözlerim görmese ben bulurum yine! Şu şarkı bana, böyle kalabalığın arasında kendimden geçmişim de yine kendimi bulmuşum ve o esnada benim gibi bir sürü ses birbirine karışmış, böyle bir fotoğraf bırakıyor. Herkesin yaşadığı onca acı, onca çaresiz an. Onca gözyaşı, belki gerçekten de giden yılların... Ama o gün evinden hazırlanıp çıkmışsın veya dışarıdayken tesadüfen bir yere girdin, işten çıktın bir yere gittin ya da yanından geçen arabada son ses bu şarkı . O gün kendi başına olsan korkunç geçecekken o gece, bir şarkı çalar, herkes kendi acısını aynı kelimelerle bağırır. Dudakları kıvrılmış yukarı doğru, gülerek; haykıracak nefesim kalmasa bile, ellerim uzanır olduğun yere gözlerim görmese ben bulurum yine!
Kendimize çekiliyoruz ama iyi anlamda değil; korkularımıza, acılarımıza izin veriyoruz bizi dört duvara kapaması için. Aramaya, denemeye mola veriyoruz, gücümüz kalmıyor. Ne korkunç bir hayat ki her günü aynı geçsin! Oysa nefes alıyorum ve sevdiğim şeyleri yapmak bu kadar zor olmamalı. Bunun yanında bazı sevmediğim şeyleri yapmak bile daha kolay.
Oysa bir şeylerin nasıl döndüğünü az çok biliriz, en azından ilgimiz neredeyse. Mesela bugün bir şey fark ettim belki bir saat önce falan. Çoraplarım farklı teklilerden oluşuyor. On iki, on üç yaşımdan beri buna bayılırım ve sürekli yaparım. Birkaç gündür işler benim için pek iyi gitmiyor, aslında belki birkaç ay veya birkaç yıl bilmiyorum ama :D Yani hiç buna dikkat edecek halim yoktu ama bir baktım çoraplarım farklı tekliler. Zamanla bilinçle, tercih ederek ve severek yaptığım bu şey bana karışmış. Ben olmak artık farkında olmadan da bunu yapmak olmuş.
Şimdi oturmuş sabahın beşinde bugüne kadar severek ve gerçekten elimi taşın altına koyup birçok şeyi göze alarak yaptığım, beni ben yapan şeylerden korktuğum için adım atamıyorum? Üstelik bu süreç olmaktan çıktı artık. Bu hareketsizlik beni boğdu, eş zamanlı olarak ülkenin hali de belimi büktü tabi ki.
Bu esnada benimle benzer şeyler yaşayan bir aile bireyine sert konuştum bugün, tam olarak bu konularla ilgili. Üstelik bugün kullandığım o kritik cümleyi hep düşündüğümü ama ilk defa söylediğimi fark ettim. Korkunç hissetmiş olmalı, bu sorumluluğun altından küçüklüğümden beri kalkmaya çalışmak da korkunçtu. Bununla şimdi karşılaşmış olması üzücü olmuştur. Bu konu artık gündeme geliyor istemsizce, geçen günlerden birinde de benzer bir konuşma yapılmıştı, farklı bir açıdan. Of. Şu sıra güzellikleri görebilsem de hissedemiyorum. Ya sorunların artık ortaya dökülme zamanı ya da ben artık dayanamıyorum bunca şeye. Bu arada bu söylediğim şeyin üzüntüsünü çekeceğini düşünüp yine burada üzülmeyi eksik etmiyorum kendimden. Lanet olası kodlar.
Yine de istediğim tek bir şey var hepimiz artık lütfen hareket gücünü hissedelim. Hareket edelim. Ne istediğimizi bilmiyorken ve hatta önümüzü hiç göremediğimizde bile. Çünkü bizi iyileştiren bir tek o var. Bu arada tabi ki tek bir isteğim yok ama önceliğim bu şu anda. Gerisi gelir, kapı kapıyı açar diye düşünüyorum. Ne de olsa arayan bulur.